Büyükanıt, „memleket bölünmez rejim deĝişmez“

Son dönemlerde hemen hemen herkesin aĝzında bir söz var: „Vatan bölünmez, rejim deĝişmez! diye!

İyi de neden bu şüphe? Yani durup duruken bu söz neden söyleniyor, hem de en yetkililerin aĝzından, hem de özellikle ABD gezi ve dönüşlerinde!..

Yoksa ABD’de böyle bir izlenim mi hissediliyor, ya da birileri „devletiniz bölünecek, rejiminiz deĝişecek“ mi diyor? Yoksa bu yetkililer mi bundan şüphe ediyorlar? „Vatan bölünecek, rejim deĝişecek“ diye!

ABD’ye giden her yetkili aşaĝı yukarı benzer sözlerle bir mesaj veriyor. Doĝrusu ben de anlayamıyorum bu mesaj, ABD’ye mi, yoksa içerdeki (varsa) vatanı bölmeye, rejimi deĝiştirmeye çalışanlara mı?
 
En son ABD’ye giden Türk Genel Kurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt: „Türkiye Cumhuriyeti’nin 1923’ten bu yana hiç bu kadar büyük tehdit ve risklerle karşı karşıya kalmadığını, Türkiye’yi hiçbir gücün bölemeyeceğini ve laik, demokratik rejimi değiştiremeyeceğini“ söylerken durumun hiçte iyi olmadıĝını ifade ediyor. Büyükanıt konuyla ilgili sözlerini şöyle bitiriyor. “Koşullar, 16 Mayıs 1919’da Atatürk’ün Samsun’a çıktığı zamanki kadar kötü deĝildir. “Türkiye güçlü bir ülkedir. Türkiye, onun bunun iteleyeceği bir ülke değildir. Türkiye’yi kimse bölemez. Türkiye’nin dinamik güçleri vardır. O dinamik güçler varolduğu sürece, Türkiye’yi koruyan o dinamik güçler varolduğu sürece, o rüyayı görenler kabusla uyanırlar ve derslerini alırlar.”

Dinamik güçler de kim oluyor? Asker mi? Yoksa sık sık adı geçen şu derin devlet güçleri mi? Malum Büyükanıt’ın da adı bu karanlık güçlerle anılmıştı şu meşhur Şemdinli olaylarında. Büyükanıt cinayet işliyen Astsubay Ali Kaya’ya sahıp çıkarak “iyi çocuktur” demişti.
Ama şurası bir gerçekki Büyükanıt “Türkiye’nin cumhuriyet tarihinde en kötü bir dönemi yaşadıĝını itiraf ediyor, koşullar o dönemdeki gibi olmasa da!
 
Benim bildiĝim kadarıyla Türkiye’de, devleti bölmek, rejimi deĝiştirmek istiyen kimse yok. En radikal islamcılardan en koyu sosyalistine kadar konu devletin bölünmezliĝi ve rejimin deĝişmesi sözkonusu olduĝu zaman en milliyetçi kesimlerden daha çok devletçi ve rejimci kesiliyorlar? Peki kim bu hainler!?
Kanaatime göre;  eĝer yukardakiler halkın kalbine vesvese verip şüphelerle doldurmazlarsa kimsenin ne rejimin deĝiştirilmesinden nede vatanın bölünmesinden haberi yok. Ama yukardakilerin kendilerinden şüpheleri var, o yüzden de herkesi kuşkulandırıyorlar. İnsan ancak kuşku duyduĝu şeyden korkar dile getirir, yoska durup dururken zikredilmez.

Konuyu biraz sevimli hale getirsin diye bir de anımla bitirmek istiyorum. Yıl Mart 1993, Mersin nezarethanesindeyiz. Ondördüncü günün sabahıydı. Günün deĝişik saatlerinde deĝişik işkence usulleriyle aldıkları sözde ifadelerle en son güne gelinmişti. O sıralarda emniyetlerde bile bilgisayar fazla kullanılmadıĝından ifadeler daktiloya çekilir, ertesi gün mahkemeye sevkediliyorduk. O sabah ifademi alan komserle aramızda şöyle bir konuşma geçmişti.

– Kaç gündür burdasın biliyon mu?
– Evet 14. gün
– Nerden biliyorsun, yoska saatın mı var?
– Hayır, hücrede mercimek tanesi kadar küçük bir taş bulmuştum, onunla her hava aydınlandıĝında duvara küçük bir çizgi çekiyorum, bu sabah 14. çizgiyi çekmiştim!
– Kaç gündür traş olmadın?
– Sanırım 17-18 gün oldu
Bende iki haftadır senle uĝraştıĝım için traş olma imkanı bulamadım, işte sizin yaptıĝınız teröristliklerden dolayı istirahatımız olmuyor. Ama unutmayın hiçbir zaman arzu ettiĝinizi elde edemiyeceksiniz ve şunu bilinki eĝer Kurdistan kurulursa anamızı avradımızı ….. hiç birinizi bu memlekette durdurmayacaĝız, hepniz s. olun memleketinize gidin?

Ben gayri ihtiyari güldüm, aslında gülünecek haldeydik zaten. Komiser baĝırdı;
– Neden gülüyorsun?
– Komser bey siz de mi artık Kurdistan’ın kurulacaĝından şüphe etmeye başladınız? Komser çok bozuldu;
– Hayır ama işte yani mesela.
– Peki komser bey bu memlekette durdurmayacaĝız, hepiniz memleketinize gideceksiniz diyorsunuz, bu memleket neresi bizim memleket neresi oluyor?
– Burasi Mersin Türkiye’dir ama sizin memleket, kuracaĝınız yer. Bırakmayız bu memleketi böldürmeyiz ama mesela yani.
– Ben fazla bu işlerden anlamam komser bey ama duyduĝum kadarıyla memleketi bölmek istiyen bölücüler Mersin’i de Kurdistan haritasına almışlar, dedim.
Komser bey çok kızdı ve malum küfürlerini sıraladı.
 
Şimdi Sayın Büyükanıta taaccüp ediyorum, durup duruken “memleket bölünmez, rejim deĝişmez derken acaba kendisi de mi artık şüphe etmeye başladı?

15.02.2007
M.Nureddin Yekta

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir