Türkiye askeri yetkilileri, Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoĝan’ın dünkkü açıklamasına açıklık getirdi „top, tank yok, Sayın Başbakan’ın dili sürçmüştür“ dediler!
İnsan çocukken büyüklerin bütün sözlerine inanır, doĝru ya da yanlış, gerçek ya da yalan. Diyebilirimki bu haslet hemen hemen bütün çocuklarda vardır. Ama zamanla insan büyür, fikirleri gelişir, doĝru ve yanlışı birbirinden ayıracak duruma gelir ve işte o zaman önceden duyduĝu ve yeniden duyacaĝı büyüklerin sözlerini bir kez daha düşünür, tartar ve mantıĝına uymayanları reddeder.
Ne yazıkki kimi insanlar yaş olarak büyürler, ama beyin olarak hep küçük ya da çocuk kalırlar, o yüzden cocukluĝundan beri alışılagelmiş ahlaklarına devam ederler. Yani yine başkasının sözlerine inanır, düşünmeden, tartmadan, doĝru mu yanlış mı diye bir ölçüye vurmadan, hemen inanır. Mademki büyüĝüm demiştir doĝrudur, mademki başkanım demiştir doĝrudur, mademki kralım demiştir doĝrudur!…
İyide, kral ya da büyükler saçmalıyorlarsa? Öyle uluorta her söze inanmak, her sözü iyiye yormak, her söz için binbir sıkıntıya girerek ona illada iyi bir yön bulmanın ne gereĝi var?
Eĝer biri yanlış söylüyorsa, yanlıştır, bu kişi kim olursa olsun! Ve aynı zamanda yanlışa yalana itaatta etmemek gerek!.. Bazı büyükler de çok yalan söyler, atar tutar, millet ne der düşünmez, hatta söylediklerinde de hiç utanmazlar!..
O yüzden bizim için sözü kimin söylediĝi önemli deĝil, sözün doĝru mu yanlış mı orası önemli olmalı bizim için!
Eskiden İmparatorluĝun neresinde olursa olsun biri hapşırdıĝı zaman, ordakilerin tümü aĝa kalkıp „padişahım çok yaşa“ dedikleri gibi, bugün de aynı minval üzerinde olanlar var. Bu şekil davranış hiçbir davaya, hiçbir inanca, hiçbir millete ve hiçbir devlete hizmet etmez.
Ama durum tehlikeliyse gelin yine! hep büyükleri savunalım, „onlar saçmalamaz, sadece dilleri sürçer“ diyelim!
Şu an pek hatırlayamadım, sanırım Fahri Korutürk’tü, Kayseri’ye gitmişti, halka hitap ederken Kayseriye bir deniz limanı sözünü vermişti.
Bülent Ecevit Hükümet programını açıklarken ekonomideki gerilememizin sebebini Bulgaristan’daki savaşı! sebep göstermişti. (orda hiç savaç yok enaz 50 yıldır)
Tansu Çiller Başbakan iken Dersim ve Errzincan’daki olaylar konusunda „katliamı PKK’lılar kendi helikopterleriyle yapmışlardı, demişti!
Bugün Türkiye Başbakanı PKK’nın elinde Amerika yapısı top ve tank var diyor. Hemen akabinde askeri yetkliler bir açıklama yapıyorlar, „yok böyle birşey, gerilla savaşında top, tank olmaz, 20 ton olan bir tankı nerede kullanacaklar ve nasıl gizliyecekler, olsa olsa Başbakanın dili sürçmüştür“ diyor.
Elbette doĝru! büyükler saçmalamaz, sadece dilleri sürçer, yoksa büyüklere birşeyler isnad etmek gerekecek, deli, bunak, korkak, yalancı v.s. ama haşa biz büyüklere hiç öyle dermiyiz? Onların dili sürçer o kadar.
Bu dil sürçmesi sadece beyanatlarda mı olur? Hayır felsefe yapanlarda da sık sık bulunan bir hastalık bu. Sadece Türk büyüklerinde mi hasıl olur? Elbetteki hayır kürdlerde de sıkça rastlanan bir hastalık. Mesela Türkiye’de artık herkesin kemalizmi bıraktıĝı bir anda bazı Kürd liderler, Kürdlere Kemalizmi sevdirmeye çalışıyor! 84 yıldır kemalizmle idare olunan Türkiye’de Türklerin Mustafa Kemali iyi anlamadıklarını, esasen onu yeniden düşünmek ve anlamak gerektiĝini söylüyorlar. Ve tarihten örnekler vererek bu mazlum Kürd halkına felsefe yapıyor! Oysa Kürdlerin felsefeye deĝil, sadece haklarını savunan politikacılara ihtiyacı var.
Peki buna ne diyelim? Büyükler saçmalar mı? Hayır, elbette sadece dilleri sürçer!
Ne diyeyim Cenabi Allah yer yüzündeki bütün halkları dili sürçen büyüklerden kurtarsın ve korusun.
Amin
M.Nureddin Yekta
28.09.2007