Aşk nedir ve Platonik aşk?

Aşk nedir ve kürdün türke aşkı?

Bilim adamlarının, filozofların ve ulemaların aşk kelimesi üzerindeki farklı tariflerini alacak olursak cilt cilt kitap yazmak gerekecek. Kimine göre beş, kimine göre dokuz, kimine göre onsekiz, kimine göre de dünyada ne kadar insan varsa o kadar da aşk çeşidi vardır. Ama bana göre bunu üç kategoride toplayabiliriz ve bazı kürdlerin bazı türklere olan aşkı hangi kategoriye gireceĝini de anlamaya çalışalım.

1 – Bedensel aşk: Vucut ihtiyacından dolayı karşıt cinse duyulan arzu ve duygular. Bu genelde eksiden gençlerde, özellikle evlenmeyen gençlerde çok olurdu. O yüzden bazı bilginlere göre buna gençlik rüzgarı da deniyor. Vucut doyuma ulaşınca aşk bitiyor. Yani buna süreli aşk ta diyebiliriz.

2- Romantik aşk: Gerçekçi olmayan bir şekilde, tutkulu, kusursuzlaştırılmış, içinde cinsellik barındırmayan, hayranlık uyandırıcı bir aşk türü. Öyleki kimin kimi niçin sevdiĝini bir türlü anlamak mümkün olmuyor. Yani kişiler birbirlerine hayranlık duyuyor ve o olduĝu için, onu olduĝu gibi sever ve kabul ederler.

3- Platonik aşk: Platon (Eflatun)un tarifine göre; karşılığı olmayan, karşılığı sorgulanmayan, gerçekte var olmayan, düşte kalan, hep öyle kalması istenilen bir duygudur. Eflatun’un Şölen adlı diyalogunda aşk; güzelliğin doğurduğu bir çekiciliktir diye tarif ediyor.

Platonik aşkta, insan bir kişiye aşık olurken, önce onun güzelliğine aşık olur, sonra bu güzelliğin tanrıdan geldiğini anlar ve artık herkes güzel görünmeye başlar, çünkü herkes tanrının verdiği o güzelliğe sahiptir.

Son aşamada kişi tanrıya aşık olduğunu farkeder. Yani bu kişinin aşkı artık seküler değil, tamamen tinseldir. Tasavvufta buna “müşahhas“tan “mücerret“e ulaşma denir.

Bir başka tabirle, Platonik aşk; tek taraflı yaşanan, bazen heyecandan kudurtan ama genellikle can yakan bir aşk türüdür.

Şimdi burada bakıyoruzki bazı kürdlerin bazı (özellikle marjinal solcu) türklere olan aşkı bu kategoriye girer.

Kürd karşılıksız bu türklere aşıktır.

Ne olursa olsun bu aşk zarar görmüyor, eksilmiyor ve devam ediyor.

Bin yıldır islam kardeşliĝiyle süregelen bu aşk, şimdiler de halkların kardeşliĝiyle daha güçlü bir şekilde devam etmektedir.

Onlarca defa maşuk kardeşlerimiz tarafından katliama tabi tutulmamıza raĝmen, bu aşk hala tek taraflı devam etmektedir.

Koçgiri, Şeyh Said, Zilan, Dersim, Roboski, Cizre Sur v.s.

Bütün bunlara raĝmen biz yine ayrılmayı düşünmüyoruz, hala kendimize bir çare aramıyoruz, hala önce kardeşlerimizin birliĝi, demokratikleşmesi için çaba sarfediyoruz.

Kusura bakmayın bu duygunun adı ancak Platonik aşk olur ben başka isim bulamıyorum.

Çünkü karşılıksızdır.

Seviyoruz, aramıza alıyoruz, kurumlarımız onlarsız olmuyor, yetmiyor başımıza geçiriyoruz, bizi idare ediyorlar, bizim adımıza ahkam kesiyorlar, bize yön veriyorlar, neticede öldürülüyoruz ama yine de canları saĝ olsun nede olsa Allah’ımız bir, Peygamberimiz bir, Kabemiz bir, biz kardeşiz diyoruz, yetmiyor biji halkların kardeşliĝi diyoruz. Karşılıĝında ne alıyoruz? Öldürülme, katliam, evlerimizin, köylerimizin, şehirlerimizin yakılıp yıkılması!

Bence artık uyanmanın ve bu aşka son vermenin zamanı çoktan geldi geçti.

Artık biz bize aşık olalım ne dersiniz?

Kardeşlik istiyorsak önce kürdler arasında bunu icra edelim. Demokrasi diyorsak önce kendi aramızda tesis edelim!

Kendimize örnek alacak olursak solcu kemalistleri deĝil, Eyyubileri, Berzencileri, Şeyh Saidleri, Seyyid Rızaları, Qazi Muhammedleri, Mela Mustafaları örnek alalım.

Bu duruş bizi daha çok yakınlaştıracak, daha çok kenetleneceĝiz, daha çok güçleneceĝiz!

Sagılarımla.

M.Nureddin Yekta
09.05.2016

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir