Irkçılık nedir?

Irkçılık genel olarak çeşitli insan ırkları arasındaki biyolojik farklılıkların kültürel veya bireysel meseleleri de tayin etmesi gerektiğine ve doğal sebeplerle bir ırkın (çoğunlukla kendi ırkının) diğerlerinden üstün olduğuna ve diğerlerine hükmetmeye hakkı olduğuna duyulan inançtır.

Irkçı ise; bu inanca sahip olan, yani ırkların inanç, dil, renk ve fiziki şekillerini esas alarak kendi veya başka bir ırkın diĝer ırklardan daha üstün olduĝuna inanan veya iddia eden kişidir.

Irkçılık düşüncesi insanlıĝa her zaman zarar vermiştir. Kendi kanını taşıyan, kendi soyundan gelen, aynı dili konuşanı üstün görmek, hakim görmek aynı zamanda diĝer ırkların aşaĝılanmasına da vesile olur. Kavgalara, savaşlara ve katliamlara sebep olmuştur, olmaktadır. Nitekim dünyada yüzlerce benzerleri var ve en bariz örnekleri biz kürdleriz. Varlıĝımızı bir türlü kabul etmeyenler, bize her türlü zülmü reva görmüş ve birçok defa katliamlardan geçirmişlerdir.

Kimi bilim adamları kafatası ölçümlerine dayanarak insan türünü Kafkasyalı, Moğol, Etiyopyalı, Amerika Yerlisi ve Malayalı diye beş gruba ayırdı.

İsveçli biyolog Carolus Linnaeus (1707-78) ise; deri rengine göre dört değişik ırk olarak tanımladı. Başka biyologlar da fiziksel özellikleri temel alan ırk grupları üstünde çalıştılar ama bilimsel olarak kesin bir kanıya varamadılar. Zaten varmaları da mümkün deĝildir. Zira insan varlıĝı sonuçta ya bir tek insana (islama göre Adem) ya da bir tek maymuna (islam inancını paylaşmayanların çoĝu) dayanmaktadır. Yani kısacası insan türünün kökü birdir. Dolayısıyla iklim ve mekan farklılıĝından dolayı eĝer fiziki özelliklerde deĝişim olmuşsa bile, bu bir ırkın diĝerinden üstün olduĝu manasına gelmez!

Gelelim İslam’a göre ırkçılıĝın tarifine:
Peygamberimiz “Irkçılık yapan bizden deĝildir” deyince, sahabe ırkçılık nedir diye sorduklarında “zülümde (haksızlıkta) kardeşine (aşiretine, ırkına) yardımcı olmaktır.” dedi.

Bu münasebetle; kendi ırkına, milletine istediĝini diĝer insanlara, ırklara, milletlere istemeyen, kendi ırkının diĝer ırklar üzerinde hakimiyetine inanan, bunu saĝlamak için çaba sarfeden herkes (kişi veya halk) ırkçıdır. İslama göre de kamil bir imana asla sahip olamaz. Çünkü Hz. Muhammed (a.s.); “kendi nefsine istediĝini başkalarına  istemediĝin müddetçe iman etmiş sayılmazsın.” diyor.

Gelelim komşularımız arap, türk ve farslara.
Genel olarak çoĝu, özellikle iktidarı elinde tutanlar hiçbir zaman kürdlerin de kendi ırkları gibi hak sahibi olduklarına inanmamışlardır, ya da icrada böyle bir hak tanımıyorlar.

Peki kürd ne ister, nasıl ırkçı olur?

Kürd; arabın, türkün, farsın dilini, ırkını inkar ediyor mu, ya da yasaklıyor mu? Hayır!..

Kürd kendi ırkının diĝer ırklardan üstün olduĝunu iddia ediyor mu?… Hayır!..

Kürd, araptan, türkten ve farstan daha fazla bir hak talep ediyor mu?.. Hayır!..

Kürd bu üç komşumuzla aynı haklara sahip olmak ister, onlarla bu dünyada eşit olmak ister, bu da hem islama göre hem insanlıĝa göre kürdün temel hakkıdır. Dolayısıyla kürdün ırkçısı yoktur, ne sosyalisti, ne koministi, ne demokratı, ne islamcısı!..

İnsanın kendi ırkına insanı hakları talep etmesi bir insanlık görevidir. Bunu bile anlayamayanlar ise en zavallı insanlardır.

Selam ve dua ile

M.Nureddin Yekta
21.05.2016

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir