|
Bir hikaye anlatılır, gerçek mi uydurma mı bence önemli deĝil, önemli olan bu hikayeden bir ders çıkartmak.
Köyün az ilerisinde bir aĝaç vardı. Millet adeta o aĝaca taparcasına her gün aĝacın altına mekan kurarlardı. Aĝaca baĝlanan bez, ip, çaputtan aĝacın rengi noel baba aĝacına döner, yeşilden ziyade rengarenk bir süs aĝacına benzerdi. Hastalıĝına derman bulamayanlar, nefesi o aĝaçta alırdı. Çocuĝu olmayan hanımlar, kocası eve gelmeyenler, kocasına daha çok şirin görünmek istiyen hanımlardan aĝaç hali olmazdı. Aĝaç deĝil adeta dilek mekanı haline gelmişti. Halk Allahtan daha çok aĝaca meyletmiştı. Herkes dileĝi için aĝaçtan medet bekler hale gelmişti.
Bir adam kalktı, aldı baltasını bu halk yakında bu aĝaca tapacak, bir put daha oluşacak deyip aĝacı kesmeye gitti. Aĝacı kesecek, halk bir puttan kurtulacaktı.
Aĝaca epey yaklaşmıştıki, birden karşısına iriyarı bir adam şeklinde şeytan gözüktü ve aralarında şöyle bir konuşma geçti;
Şeytan: Nereye gidiyorsun nehey adam dedi?
Baltacı: Şu aĝacı kemeye gidiyorum, millet onu tapılacak hale getirdi, keseceĝimki halk batıl bir inançtan kurtulsun, Allaha yönelsin!
Şeytan: Kesemezsin! Halkı bu inanışa ben yönlendiriyorum, görevim bu, sana izin vermem.
Baltacı: Ben keserim, gücün varsa karşı çıkarsın dedi.
Tartışma büyüdü, kavga başladı, baltacı üç defa şeytanı yere serdi, göĝsüne oturdu tokatladı ve sen bana engel olamazsın ben bu agacı keseceĝim Allah rızası için dedi
Şeytan baktı çaresi yok, bir hile düşündü ve;
Gel senle anlaşalım, sen bu aĝacı kesme, bırak halk ne yaparsa yapsın, buna karşılık ben her gün senin yastıĝın altına bir sarı altın koyarım dedi
Adam düşündü! Hergün bir altın az bir para deĝildi. Acaba şeytan hile mi yapıyor,
Baltacı: Sen hile yapıyorsun, bana yalan söylüyorsun, ben aĝacı kesmekten vazgeçecem, sen de bana güleceksin öyle mi?
Şeytan: Hayır ya, ben yalan söylesem, altınlarını vermezsem işte sen işte aĝaç gelir yine kesersin.
Adam düşündü doĝru söylüyor şeytan dedi.
Aldı baltasını evine geri döndü.
Bir hafta boyunca her sabah kalktıĝında yastıĝın altında bir altın buldu. Pazarlık hoşuna gitmişti, hatta içinden keske bir kaç sene önce aĝacı kesmeye gelseydim, şimdi çok zengin olmuştum diyordu.
Sekizinci gün baktı altın yok, dokuzuncu gün yok, onuncu gün yok böylece bir hafta altın gelmedi. Baltacı yine aldı baltasını ziyaret yolunu tuttu. Aynı yerde yine şeytanla karşılaştılar. Keserim, kesemezsin tartışması kavgaya dönüştü, geçen seferin aksine şeytan üç defa adamı yere serdi, göĝsüne çöktü, tokatladı baltacı nefes nefese kesildi ve çaresiz baĝırdı.
Dur vurma, tamam aĝacı kesmiyeceĝim, ama merak ettiĝim bir şey var. Geçen sefer kavga ettiĝimizde ben hep seni yere vurur döverdim, bana gücün yetmezdi, ama bugün durum tam aksine acaba neden, bunu bana anlat çekip evime gideceĝim dedi
Şeytan güldü be hey ahmak, geçen sefer sen Allah rızası için aĝacı kesmek istiyordun, ama bu sefer para için kesmek istiyorsun ve ben buna izin vermem dedi.
Baltacı boynunu büktü, baltasını aldı evine geri döndü. Şeytan ise arkasında kıs kıs güloyordu, güle güle dinini, imanını yedi altına satan adam.
Niye mi yazdım?
Bakıyorsunuz çok sayıda sözde islami cemaatler var, ama bu güne dek islami hakim kılmak için hiç başarı kaydetmemişler. Kurdistan coĝrafyasında birçok kürd örgütleri var, onlar da Kurdistan için bir şey yapmış deĝiller. Neden?
Çünkü kimse bu işi Allah rızası için yapmıyor. Çok gördüm para karşılıĝında sahte belgeler düzenlendi, insanlara oturum saĝlandı. Temeli hile, amacı maddiyat ve rant olan sözümona kurum ve kuruluşların Allah için yapacakları bir şey olmaz. Allah ta onlara muzafferiyat nasip etmez.
Sözün kısası maddiyat olmazsa ne kimse Allahu ekber der, ne de kimse biji falan filan der. Onun için hep olduĝumuz halde kalmaya mahkumuz.
M.Nureddin Yekta
06.07.2011 |
