Malper/Anasayfa

M.Nureddin Yekta'nin sayfasina hoş geldiniz!..

 

Dini Konular

Bayramınız mübarek olsun, iyi amelleriniz devam etsin

Kalpte incelik, vicdanda duyarlılık meydana getiren, bu sayede fakirlerin, yoksulların hallerini düşündürecek insanda yardımlaşma hissini uyandıran, böylelikle müslümanlar arasında sosyal dengenin sağlanmasına yardım eden, kin nefret, düşmanlık ve bencillik gibi bayağı, kötü duyguları kaldıran, mutluluk içinde yaşamalarına vesila olan, farziyeti Kur’an, Sünnet ve icma ile sabit olup, hicretin ikinci yılında farz olan islam binasının ana direklerinden biri olan mübarek Ramazanı Şerif ayını geride bırakarak Ramazan bayramına kavuşmuş bulunuyoruz.
 
Kandil geceleriyla başlayıp, üçaylarla devam eden ve mübarek Ramazanı Şerif ayı ile her tarafı kuşatan bu mübarek ve rahmeti bol mevsim içinde kazandığımız ibadet, ahlak, temizlik ve güzel alışkanlıklarımızı Ramazanın bitimiyle terketmiyelim. Nefislerimize zor gelmiş olsa bile elde ettiğimiz bu güzel hasletlerin devamı için azmimizi kırmayalım. Unutmayalımki insanı mutlu eden en önemli duygulardan biri de, başladığı, plan ve programa aldığı bir işi bitirmek ve sonunda da semeresini görmesidir.

Bir muallimin toplum için yetiştirdiği talebelerinin topluma olan katkısını seyretmesi, bir usta veya sanatkarın yaptığı iyi bir eser ve işi faydalı şekilde çalışır durumda görmesi, bir bahçevanın emek verip, alın teri dökerek, diktiği fidanların meyve verdiğini görmesi ne kadar sevindirici bir olaysa, bir insanın da kötü ahlaklarını bırakıp, kirli maziyi terkederek yeniden elde ettiği güzel ahlak ve hasletlerin semeresini de görmesi o kadar sevindiricidir. İşte bu sevgi, haz ve mutluluğun kaynağı devamlılık, sabır ve azimdir.

Ramazanın bitmesiyle bu güzel ahlak ve alışkanlıklarımızı bırakmayalım. Unutmayalımki; maddi hayatımızın devamı için, nasıl günün muayyen saatlerinde beslenmeye muhtaç isek, aynen o şekilde ruhi hayatımızın saadetinin devamı için de, Allah’ın emrine imtisal ederek elde ettiğimiz güzel hasletleri devam ettirmek gerek, Yüce Allah’ın emirlerini sürekli olarak nefsimizde tatbik etmeliyiz. Allah’a olan kulluk borcumuzu unutmamalıyız, çünkü ibadetler insanın manevi yapısını besler ve kuvvetlendirir, insan maneviyattan uzaklaştıkça bunalımlardan kurtulamazlar, asrımızdaki bunalımların, çılgınlıkların, vahşiliklerin temelinde maneviyatsızlık yatmaktadır.

İbadet insanın manevi hayatını parlatır, nurlandırır, huzur verir, refah verir, mutluluk verir. Gerek aile içinde gerekse de toplumda esenlik verir. Ramazanda kazandığımız güzel alışkanlıklarımızı Ramazandan sonra da devam ettirelim. Bu güzelliklerin şahsımızda, ailemizde, neslimizde, çevremizde, toplumumuzda hatta dünyamızda yerleşmesine çalışalım, nefsine yenik düşen zayıf iradeli insanlara yardımcı olalım. Aksi takdirde iyi amellerimizi, hayırlı işlerimizi ve ibadetlerimizi terketmek, yeniden ruhumuzu açlık ve dertlere, sıkıntılara bırakmaktır. Bol ve bereketli yağmurdan sonra kuraklığa duçar olmuş topraklar gibi, manevi ve ruhi hayatımızın yeniden aç ve sussuzluğa terkedilmesi demektir. Bu da nefis ve şeytan, kötü ahlak ve alışkanlıklarına karşı kazanılan zaferden geriye adım atmaktır.

İleriye, başarıya ve yükselmeye giden yol, elde edilen bunca manevi servetin yeniden heder edilmemesidir, Zira hizmette devamlılık başarının altın anahtarıdır.

İnsan yaratılışı itibariyle alışmıs olduğu huy ve alışkanlıkları takip etmek, onları tekrarlamak ister. Çünkü hayatını alışkanlıklarının akışı içerisinde sürdürmek insana kolay gelmektedir. Bir başka ifadeyle, kişi alışkanlıklarının adeta esiridir. Yoğun olarak çevrenin tesiri altında kalan insan, dikkat edilmediğinde kendisini yenileyip tazeleme ihtiyacını hissederken, farkına varmadan kötü alışkanlıklar kazanabilmekte, bu da onu önce kendisine, sonra da çevresine zararlı bir mahluk haline getirmekte, zaman zaman vicdan azabına sürüklenmekte ve onun mutsuzluğuna sebep olmaktadır.

İnsan, iyiliğe de kötülüğe de yönelebilen karekter ve kabiliyette yaratılmıştır. Nitekim “Kişiye ve onu şekillendirene, sonra da ona iyilik ve kötülük kabiliyeti verene andolsun” ayetlerinde, insanın iyilik ve kötülükten her birini yapabilir durumda yaratıldığını, “….Dilediğinizi işleyin…” ayetinde, insanın seçme ve beğenme hürriyetine sahip olduğunu, “Kim zerre kadar iyilik yaparsa onu görür, kim de zerre kadar kötülük yapmışsa onu görür” ayetlerinde, insanın yaptığı iyiliklerin karşılığını iyilik olarak, kötülüklerin karşılığını da kötülük olarak göreceğini, “iyilik yapın” ayetinde de, insanın iradesini iyilik yönüne çevirip hayır yapmasının emredildiğini göstermektedir. Hak Teala’nın emir ve yasaklarında insan için hep iyilik, hikmet ve fayda vardır. Her insan da, emir ve yasakların altından kalkabilme gücüne sahiptir. Yüce Allah, altından kalkılmayacak emirler vermemiştir. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de; “Allah kişiye ancak gücünün yeteceği kadar yük yüklemiştir…” şeklinde buyurulmuştur. Ramazan ayı bu hakikatın en güzel ve bariz misalıdır.

O halde bu mübarek ayda kazandıklarımızı kaybetmek bir yana, onları daha da güçlendirmek, çoğaltmak ve korumak en başta gelen görevlerimizden olduğunu unutmayalım.
Bu vesileyle hepinizin Ramazan Bayramınızı candan tebrik eder, her iki dünyada saadetler diler, selam sevgi ve saygılarımı sunarım sevgili okuyucularım.

M.Nureddin