Malper/Anasayfa

M.Nureddin Yekta'nin sayfasina hoş geldiniz!..

 

Dini Konular

İslamda Zekatın önemi

Zekat lügatta, ziyadeleşme, temizleme manalarına gelir. İstilahta ise Cenabi Hakk’ın müstehak kimseler için zenginlere farz kıldıĝı malın muayyen bir miktarıdır. Malı ziyadeleştirip onu koruduĝu için zekat adını almıştır.

Yüce Allah insanları muhtelif derecelerle rızıklandırmıştır. Kimine bol rızık vermiş, kiminin rızkını kısmış, kimini servetiyle zengin etmiş, kimini de çok fakir kılmıştır. Böylece kullarının rızıklarını dilediĝi gibi taksim etmiştir. Kimi hayatından memnun kimi mahzundur. Bu cihet Cenabi Hakk’ın takdiridir.

Cenabi Hakk, zengine zenginliĝi, fakire de fakirliĝi layık olduĝu için vermemiştir. Ne varki zengindir fakat saptıĝı delalet yolu, yaşadıĝı fasıklık hayatı yüzünden Allah’ın gazabını haketmiştir. Kul da varki fakirdir fakat Allah’a teslimiyet ve emirlerine baĝlılıĝı onu Allah katında makbul kılmıştır. İmtihan alemi olan bu dünya hayatında her ikisi de imtihan olmaktadır. Zenginin kendisine verilen servetin şükrünü ödemesi, zekatını vermesi, hayır işlerde yardım etmesi, fakirin de sabretmesi hem bir ibadet hem de imtihanı kazanması demektir. 

Peygamber efendimiz (a.s.) mal zengini deĝildi. Ondaki kalb ve iman zenginligi ve Allah’a karşı olan teslimiyeti her şeyin fevkinde bir meziyettir. Eĝer zenginlik Allah’a yakınlıkta bir alamet diye kabul edilseydi, Allah’ın sevgili ve en makbul olan kulu, dünyanın en zengini olurdu. Hazreti Peygamberimiz bu konuda şöyle buyurmaktadır. „Allah sevdiĝine de sevmediĝine de dünyayı verir, lakin dinini ancak sevdiĝi kuluna ihsan eder. Her kime de Allah hakiki din nimetini ihsan etmişse şüphesizki o kulunu sevmiştir. “

Deĝerli okuyucular!

Allah insanların rızıklarını deĝişik yarattıĝi gibi, onların akıl, ahlak ve idraklerini de muhtelif yaratmıştır. Bu suretle cemiyet hayatında insanları maddi ve manevi sahalarda birbirlerine muhtaç kılmış ve bunlara yardım hususunda kanunlar da vermiştir. Fakiri ihmal etmemiş, cemiyet içinde sefil olsun diye terkedip bırakmamıştır. Zenginin fakir olan dindaşına malının bir miktarını vermesini emretmiştir. Ve bunu zekat adıyla İslam’ın rükünlerinden bir rükün olarak farz kılmış. Zenginlerin malını böyle bir ibadetle tezkiye ve kibrini böyle bir amel ile terbiye etmiştir.

Bugün devlet halinde yaşayan her millet fakir ve muhtaç olan uzuvlarını nasıl tedavi ederim diye düşünmekte ve çareler aramaktadır. Cemiyet için fakirlik, ictimai bir hastalıktır. İslamiyet bu hastalıĝi, zenginlerden makul bir miktar alıp fakirlere sarfetmek suretiyle tedavi etmiştir. 

Zekatın faydası yalnız fakire ait deĝildir. Zenginin ve hatta bütün cemiyetin bunda pek mühim faydaları vardır. Zekat ahlakın, faziletin, muhabbetin, sadakatın, devlet ve milletin hayat kaynaĝıdır. Fakir kendine verilen zekattan faydalanır, ihtiyacını giderir. Zengin ise fakirlerin sevgisini, hürmetini kazanır, dinine ve cemiyetine olan borcunu öder. Fukaraya mal verir, karşılıĝında kalblerini ve sevgilerini celbeder. Onun için zekat islamın köprüsüdür ve müslümanları birbirine baĝlar. Gerçi eliyle verdiĝi eşya solar, eskir, para da harcanırsa da daimi olan fakirin muhabbet ve samimiyetini elde eder. Fakir iyiliĝini gördüĝü zengine hürmet besler. Onun malında gözü kalmaz. Bu suretle herkes dini ve ictimai vazifesini görmüş olur.

Kur’an-ı Kerim’de pekçok defa zekatın zikri geçer ve çok kere de namazla birlikte emir olunur. Konuyla ilgili ayetlerden iki tanesi şöyledir.“ Artık namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve Allah'a sarılın. O sizin sahibinizdir. O ne güzel sahip, ne güzel yardımcıdır!“ (Hac Suresi/78)
 
“Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin, Allah'a güzel bir borç verin. Kendiniz için önceden ne iyilik gönderirseniz onu Allah katında daha üstün bir iyilik ve daha büyük mükafat olarak bulursunuz. Allah'tan bağışlama dileyin. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” Muzemmil/20

M.Nureddin Yekta