Malper/Anasayfa

M.Nureddin Yekta'nin sayfasina hoş geldiniz!..

Güncel yazılar

Aşırı dindarlar ve aşırı dinsizler

Keşke aşırı dindarlar Kafirun Suresinde olduĝu gibi “sizin dininiz size, benim dinim de bana” hakikatına baĝlı kalsalar, kimsenin dinine, inancına, karışmasalar. Gerçi Avrupa’da aşırı dindarlar genelde böyledir. Ve keşke aşırı dinsizler de sadece dinsizlikleriyle yetinseler! Keşke beĝenmedikleri, tasvip etmedikleri islami idare ve düşünceleri doĝru bir şekilde kavrasalar ve islama, Allah’a, Peygamber’e iftira etmeden, topyekun islama düşmanca saldırmadan kendi fikirlerini izah etseler, eleştirilerini insanca yapsalar!. İşte o zaman dünyanın hiç bir yerinde bu kadar huzursuzluk olmazdı. Eski aşırı dinsizler ılımlaştılar ama onlara özenen, onlar gibi olmak istiyen ve de özellikle meşhur olmak istiyen yeni aşırı dinsizler sahnede şimdi, özellikle de kürdlerde!

Birileri çıkıpta “yahu aşırı dincileri duymuştuk ama aşırı dinsizler de nerden çıktı” diyebilirler, hatta kendi çapında haklı da olabilir, çünkü duydukları cümle hep aşırı dinciler olmuş, belki de dinsizler bile duymamıştır, şimdi birden aşırı dinsizler cümlesine rastlayınca şaşırabilir. Neden mi? Çünkü dinsizler, imansızlar hiçbir zaman cesaret edip kendilerini dinsiz toplum, cemaat, örgüt vs, ilan edememişler. Bugün en aşırı dinsizin nufüs cuzdanına bakın din hanesine müslüman yazıyor, Ne gülünç deĝil mi demeyin sakın! Çünkü aşırı dinsizlerde kendini saklamak esastır, yeri geldigi zaman demokrat kesilirler, yeri geldiĝi zaman ateist, yeri geldigi zaman da müslümandır elhamdullillah!.. Kur’an dinler, mevlid dinler, ezan dinler, hatta camiye gider!.. Kimbilir belki de abdestsiz namaz bile kılar, ama elebaşlarıyla başbaşa kaldıĝı zaman işte o zaman dişini göterir.

Geçenlerde Hollanda’da üzücü bir olay oldu. Sinema yönetmeni Theo Van Gogh bir saldırgan tarafından öldürüldü. Gogh’ün ölümü memlekette büyük bir yankı yaptı. Arkasında camilere, kiliselere saldırılar gerçekleşti. Ve demokrasi havarileri hemen sayfa sayfa yazmaya başladılar, „saldırı var, terörizm var, bu ne zihniyet, bu ne kafa v.s.“ Bu her zaman böyle olmuştur. Bizim burda üzerinde durmak istediĝimiz nokta Gogh’ün ölümü deĝil tabi. Biz her türlü saldırıya karşıyız, bu saldırı ister bedene, ister mala, ister inanca olsun. Ama ne yazıkki her şey insanın isediĝi gibi olmuyor. Aşırılar her yerde vardır, bir aşırı çıkar bir şekilde saldırır, diĝer aşırı da bir başka şekilde. Nitekim Hollanda’da cereyan eden olay budur bize gelen haberlere göre, ama bu bizim konumuz deĝil. Neticede saldırgan yakalanmış ve umarız Hollanda devleti gerekli cezayı verecektir, ama biri çıkıpta acaba neden öldürüldü diye sorabilir mi? Saldırgan ile saldırılan arasında başka bir mesele varmıydı? Saldırılan saldırganı bir konuda tahrik etmiş midir?
Olay bir provekasyon neticesinde mi olmuştur? V.s. Böyle buna benzer sorular nasıl deĝerlendirilir? Belki de bu sorulara ve de verilecek cevaba en çok kürd ateistleri, kürd islam düşmanları karşı çıkar ama yine de okuyucularımızdan gelen yoĝun istek üzerine biz soralım?

Evet bu yönetmen neden öldürüldü? Sanırım islam aleyhinde yaptıĝı bir filmden dolayı. Şimdi yine demokrasi havarileri şahlanmasınlar! Yahu müslüman olmayan birinin islam hakkındaki düşüncelerini açıklaması hakkı deĝilmi? diyebilirler.

Elbetteki müslüman olmayan birinin islam hakkındaki düsüncesini söylemesi, yazması, hatta film yapması da onun hakkı. Bu hakkı kimse elinden alamaz, zaten islamda esastır „senin dinin sana benimki de bana“ diye, ama aşırı dinsizlerin esas amaçları bu deĝil, onların amacı islama ve bu dine inanan milyarlarca insana hakaret etmek, onların duygularıyla oynamak, onları küçümsemek, onları aşaĝılamak! İşte burası yanlıştır. İslam hakkındaki düşüncelerini açıklamak başka, Allah’a, Peygamber’e, Kur’an’a, iftira etmek başkadır. Kadından bahsederken islam kadınını küçümsemek, onlara iftira atmak, liderlerden bahsederken Peygamber’e küfretmek, Kur’an’a saldırırken Kur’an ayetlerini çıplak bir fahişenin kıçına yazmak islam hakkındaki düşüncelerini açıklamak mı yoksa islama ve tüm islam alemine hakaret etmek mi? Bununla sözde bir hakikatı açıklamak mı gaye, yoksa provekatörlük yaparak ortaya din savaşlarını çkarmaya çalışmak mı?

Özellikle Kürd ve Kurdistanlıların bu tür konulara dikkatli yaklaşmaları gerek. Eĝer biz kürdsever olduĝumuzu söylüyorsak ve yeri geldiĝi zaman 50 milyon kürdden bahsediyorsak ve sözde mücadelemiz bu 50 milyon kürdün tümünü kapsıyorsa ki bu sayının içine inanan kürdler de var, onların tabiriyle aşırı dindarlar da var, bizim tabirimizle aşırı dinsizlerde varsa, o zaman uĝruna mücadele verdiĝimiz bütün kürdleri sevelim sayalım, ve hepsinin inançlarına saygı gösterelim, onları incitmeyelim, unutmayalımki inanmazsak bile inananlar var o zaman onlara saygı duyalım.

Biz müslümanız ve islamın bütün emirlerine inanır, hepsini tasdik ederiz, bununla beraber inanmayanlara da fikirlerinden dolayı saygımız var, eleştirebilirler ancak eleştirirken yalanla, iftirayla inançlarımıza saldırmasınlar, çünkü biz kimsenin inancına saldırmıyoruz. Dört yıla yakındır yayındayız, bu güne kadar kürdler arasını açan hiçbir yazıya yer vermedik, inanmayanlar hatta aşırı dinsizler olsalar bile kimseye saldırmadık, umarız aşırı dinsizler de bunun farkındadırlar. Eĝer gerçekten bu halkı seviyorsak her konuda titiz olmamız gerekmez mi? Ençok birlik ve beraberliĝe muhtaç olduĝumuz dönemlerde bir de aşırı dindar ve aşırı dinsizler meselesinden ayrılıĝa düşmeyelim. Unutmayalımki bizim de sabrımız bir dereceye kadardır. Ulusal duygularımızı kullanarak, ajite yaparak inançlarımıza kimsenin saldırma hakkı ve selahiyeti yoktur, yarın bu konudan dolayı olası çıkacak bir ihtilaftan biz mesul deĝiliz. Biz tasavvutumuzu koruduk, korumaya devam edeceĝiz, ama bu sadece bizi baĝlamıyor, bu sadece bizim sorunumuz deĝil, herkesin bu konuda duyarlı olması gerek!..

Allah’ın selamı hidayete tabi olanlaradır.

12 Kasım 2004
M.Nureddin Yekta

 

Güncel yazılar sayfasına dönebilirsiniz!