Barzani ve Diyarbekir
Güney Kürdistan Başkanı Sayın Mesûd Berzanînin Diyarbakıra daveti
konuşulurken, bu davet hemen hemen herkes tarafından tartışma konusu
oldu.
Daha Sayın Barzani gelmeden, neler konuşulacaĝı bilinmeden, bu
ziyaretin getirisi götürüsü bilinmeden bazı çevreler hemen
eleştirmeye başlamış, kimi müridlerce de ihanetle ve işbirliĝi
yapmakla suçlanmıştı bile.
Onlara göre kendileri T.C.nin en düşük kademeki bir polisle bir
istihbarat mensubuyla görüşmek, konuşmak siyaset iken, Sayın
Barzaninin Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı tarafından davet edilmesi,
hatta ona Kek Mesud diye hitap etmesi bile eksiklikti kürdler için!
Kimileri Barzaninin bu tarihi ziyaretini seçim ile ilişkilendirip
rahatsızlıklarını dile getirdiler ve saldırdılar. Kendilerine; Güney
Kurdistana her türlü müdahaleyi mübah görenler, Barzaninin
Diyarbakıra gelişini hazmedemediler.
20 yıl önce T.C.nin verdiĝi kırmızı pasaportla ancak dışarıya çıkabilen
Barzaninin bugün T.C.nin Başbakanı tarafından davet edildiĝini,
ayaklarının altına kırmızı halılar serildiĝini, Diyarbakırın göbeĝinde
Kurdistan bayraĝının dalgalandıĝını göremediler.
Ortadoĝuda dengelerin deĝiştiĝini, güçlerin yeniden dizayn
edildiĝini, gelişinin yepyeni bir süreç başlattıĝını, Kurdistanın
yakın bir zaman içinde baĝımsızlıĝını ilan edebileceĝini
göremeyenlerin Sayın Barzaninin ziyaretini anlamaları mümkün
deĝildir.
20 yıl önce Barzani Türkiyeden ancak bir mit ile ya da bir askerle
görüşebiliyordu. Ama izlediĝi doĝru siyaset sayesinde 20 yılda bir
devlet başkanı olarak aĝırlanıyor. ABD başkanı bile ona sayın başkan
diyorsa bu; bütün Kürd halkı için gurur kaynaĝı olmalı. Ama biz
Kuzeydeki Kürdler 20 sene önce de, 30 sene önce de ve bugün de ancak
bir mit mensubuyla görüsebiliyoruz, ötesine gidemedik! Doĝru deĝil
mi?
Bugün Türkiye Başbakanı BDPli Belediye Başkanını ziyaret ediyorsa,
Bugün T.C. Başbakanı Cumhuriyet tarihinde ilk kez Kuzey Iraka
Kurdistan diyorsa, bugün Türkiye bayraĝı ile Kurdistan Bayraĝı
yanyana dalgalanıyorsa bunda Sayın Barzaninin payı yokmudur
sanıyorlar!
Olası Baĝımsız Kurdistan ilanında Kurdistanı tanıyacak devletlerin
başında Türkiyenin de olabileceĝi düşünülmelidir.
Çünkü Türkiye ile
Federe Kurdistan ilişkilerinin geri dönülmiyecek kadar ileri bir
stratejik düzeye geldiĝini görmeliyiz.
Bu görüşmenin Kurdistanın inşasında, Kürd sorunu çözümünde Türkiye
ile Kurdistan ilişkilerinde de ilerleme kaydedecektir. Çünkü
Ortadoĝunun yeni siyasetinde Kurdistan, Türkiye ve ABD aynı cephede
yer almaktadırlar.
Türk Devletinin Kürd sorununda bu kadar yumuşamasında Barzaninin
hiç payı yokmudur acaba?
Barzani siyaseti olmasaydı TC Başbakanı kimseye altın tepside
Bağımsız Kürdistan sunmazdı. Bu sözü duymak için daha yıllarca
beklememiz gerekirdi.
Evet Cumhuriyet tarihinde dün bir ilk yaşandı
Haburdan Diyarbakıra ve Diyarbakır meydanlarında Kurdistan Bayraĝı
dalgalandı, oysa daha 10 yıl öncesine kadar Kurdistana ithal edilen
ve üzerinde Kurdistan yazılı herhangi bir paket veya nesne
Türkiyeden geçmezdi, geldiĝi ülkeye geri gönderiliyordu.
Yine Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir
Başbakan Kurdistan
kelimesini telaffuz etti. Bu aynı zamanda Kurdistanı tanımak
anlamına gelir.
Her ne kadar Kürd ve Türk Kemalistleri hazmetmeseler de, Türkiyenin
demokratikleşmesinde ve Kürd sorunu konusunda bu kadar ilerleme
kaydetmesinde elbetteki Türkiye Başbakanı Sayın Recep Tayyip
Erdoĝanın payı büyüktür. Nice kemalist başbakanlar geldi, geçti
kürd kelimesini telaffuz bile etmediler!
Eğer bir gün Türk devleti bu kürdi yaklaşımından vaz geçerse
elbetteki bunda Kuzey kürdlerin (PKK ve yanlı partisi) büyük rolü
olacaktır olacaktır, bekleyip göreceğiz!
Bu güne dek çok defa aleyhine yazdık, çizdik, eleştirdik ama bir
atasözü var yiĝidi öldür hakkını yeme gereĝince Sayın Erdoĝanın
hakkını teslim etmek gerekir. Siyaseti ve cesareti ile
birçok tabuyu yıktı.
M.Nureddin Yekta
17.11.2013
|