Güney
Kurdistan Türkiyeye baĝlansa
Bu
yazımda farklı bir şeyi dile getirmek istedim. Bazı okurlarım hep
ayrılmaktan yana yazdıĝım için beni sıkça eleştiriyorlar. Bugün tam bir
birlikten yana bahsedeceĝim, umarım bu sefer de bazıları birilerini
iĝnelediĝimi düşünüp beni ihanetle suçlamazlar!
Baĝımsız Kurdistan söylemi çocukluĝumdan beri duyduĝum vede en sevdiĝim bir
sözcük! Kürdler her zaman bu sözcüĝü çok söylerler, öyleki insan
baĝımsızlıĝı kapıda hisseder. Özellikle de zaman zaman bazı Kürd Liderler
bunu söyleyince, baĝımsızlıĝın hissi de, coşkusu da, söylemi de zirveye
tırmanır. Ama liderler bu söylemi terkettikleri zaman kimi kürdlerin
hayalleri kırılır, kara bulutlar çöker umutlarının üzerine. Benim gibi kimi
gariban kürdler de ise, her halukarda bu sözcük canlılıĝını ve özelliĝini
korur.
Son
on yılda Kurdistan ve civarında çok şey deĝişti. Kimi çevreler baĝımsız
Kurdistan söylemini unuturken, kimi çevrelerce de daha çok dile dolandı. Ama
dikkat edersek Baĝımsızlıktan yana tavır koyan liderler halk tarafından daha
çok sevildi. Ne yazıkki son zamanlarda özellikle de kimi Kürd Liderlerde bu
sözcük telaffuz edilemez oldu! Bu bir siyasi dil miydi yoksa gerçekten vaz
mı geçildi?.. Ya daha önce söylenen baĝımsızlıklar neydi? Siyasi şov muydu
yoksa gerçektan ona inanılıyormuydu?
Güney federallıĝını ilan ettiĝi zaman Türkiye tarafından fazla bir tepkiyle
karşılanmadı, hatta denildiki Türkiye Hükumeti bazı şartlarla Federallıĝını
kabul etmiştir, ama daha sonra Türkiye tavrını biraz sertleştirdi.
O
dönemlerde acaba Türkiye, Güney, sadece sorani lehçesini kullansın
şartını koşmuşmudur diye hep aklıma takılırdı. Birkaç kez dile
getirdiysem de tatminkar bir cevap alamadıĝım gibi, nerdeyse ihanetle
suçlandım. Çünkü Güneyin federeliĝini ilan etmesiyle Kuzeyde büyük bir
coşku meydana geldi ve televizyonu olan hemen hemen her kürd, bir satalit
alarak Kurdistan Tvyi evlerine taşıdılar. Lakin yayınların genelde soranice
olması, çok cüzi bir şekilde kurmancinin kullanılması ve zazacaya da hiç yer
verilmemesi Kuzey kürdlerinin umutlarını yıktı. Tabiiki ben halktan
bahsediyorum, Güneyden menfaat ve makam bekleyen ve Güneyin her icraatını
kayıtsız şartsız kabul edip alkışlayan dalkavuk, riyakar takımından
bahsetmiyorum!
Eĝer
Güneyin Kuzey için özel bir projesi olsaydı bugüne kadar enazından Kurmanci
ve Zazaca yayın yapan bir Tv kurulabilirdi! Yoksa Türk dost ve kardeşlerin
küsmesinden mi çekindik!.. Kısacası Kurmanci ve Zazaca Güneyden
dışlanmıştır. Ayrıca Güney Hükumeti bütün lehçelerden oluşacak bir resmi dil
(araplar gibi) yapımından da hayli uzaktır!..
Evet ne demiştik? Baĝımsızlık!
Önceleri çok dillendirlildi, sonra vaz geçildi gibi! Önceleri Abdullah
Öcalan bu söylemdem ebediyen uzak durdu, sonra Mam Celal ve Kek Mesud bunu
sıkça dile getirdiler, özellikle de Kek Mesud!.. Ama onlar da son zamanlarda
dile getirmez oldular. Hatta Mam, baĝımsızlıĝın kürdlere zarar vereceĝini
söylüyor, daha önceden Öcalanın da söylediĝi gibi!.. Yani kısaca Güney
Federalizme, Kuzey de demokratik haklara razı olmuş gibi!..
Madem feredal devlet deniyor. O zaman araplar yerine
türklerle federali düşünenler var mı? Yani Irakla deĝil Türkiye ile Federal
bir devlet!
Nasıl mı?
Federal Kurdistan (Güney) Türkiyeye baĝlanır. Şu an
sahip oldukları bütün hakları Türkiye tanır. Kuzey Kürdleri için de
Türkmenler modeli gibi bir şey olur. Yani Güneyde Türkmenlerin sahip
oldukları bütün haklar Türkiyede yaşayan kürdlere tanınır.
Ya da Türkiye iki dilli, iki halklı bir ülke olarak kabul
edilir. Kürdler kürdçe, türkler de türkçe olarak eĝitim görürler ve orta
okuldan sonra kürdlere türkçe, türklere de kürdçe dil dersi verilir, seçmeli
veya zorunlu bir ders te olabilir. Orta okuldan sonra almanca, fransızca,
ingilizce öĝreneceklerine, kardeş! halkın dilini öĝrensin daha iyi deĝil mi?
Ne yapacaksınız elin gavurunu, seninki sana yeter! :-)
Nerden mi çıkartıyorum bunları?
Son
dönemlerde basında çıkan haberlerden! Kürd liderlerin röportajlarından. Dün
ve bugün Vatan Gazetesinde çıkan röportajlara bakarsak, Mam Celal; Kürd
sorununu tek dil, tek millet, tek bayrak, tek devlet ve uniter bir yapıda
çözme(me)yi düşünen Tayip Erdoĝanı neredeyse Kürd kurtarıcısı olarak bize
ilka ediyor. Hatta sadece Kürd kurtarıcısı olarakta deĝil, Ortadoĝunun
kurtarıcısı olarak görüyor. Öte taraftan Kek Mesud da asil Türk Milletiyle
kardeşlik istediĝini arzu ediyor ve eskiden kardeş ve dost ve hatta
muttefik olduklarını ancak Saddam sonrası Türkiyenin bu dostluk ve
kardeşliĝi sekteye uĝrattıĝını yadırgıyor!
Hatta bugün Vatan Gazetsinden PUKMEDIAya dayandıran bir haberde Yüksek
Öğrenim ve Bilimsel Araştırmalar Bakanı Edress Hadi Salih'i ziyaret eden
Bakan Vidad Hurşid, ziyaret sırasında Salih'e Selahaddin Üniversitesi'nde
Türk Dili Bölümü açılmasına ilişkin plan sunduĝunu, Planda Türk Dili
Bölümü'nün açılmasının Kürt bölgesinde yüksek öğrenimin gelişmesi için
önemli adım olacağını, öğretim üyeleri ile müfredatın oluşturulması için
uzmanları temin etmeye hazır olduklarını, ayrıca bölümün önümüzdeki
eğitim-öğretim yılında hizmete açılması için bina da tahsis edebileceklerini
ifade ettiĝi dile getiriliyor.
Zaten yıllardır Türk milliyetçisi Fetullah Hocanın orada okul açtıĝını
hepimiz biliyoruz!
Bilindiĝi gibi ABDnin baĝımsız bir Kurdistan projesi yok. Ve Bölünmüş bir
Türkiye de enazından şimdilik işine gelmez. Türkiye, Irak politikasında
geçen yıla nazaran biraz daha başarılı oldu. ABDye raĝmen İran ve Suriye
ile epeyce yakınlaştı. Bu aynı zamanda ABDye bir gözdaĝıdır. Sen beni
saymazsan ben de en düşman bildiklerinle yakınlaşır, ticaret yapar hatta
dost olurum dercesine ABDnin şimdilik tercihini kısmen de olsa
kendilerinden yana koymasını saĝladı. Güney ile de yavaş yavaş ısınıyor gibi.
O zaman!..
Güney de o kadar Türkiye ve Türk dilini seviyorsa, hatta Kuzeyden daha çok
sempati duyuyorsa, o zaman ne gereĝi var araplarla federalizme, Türkiye ile
olsa daha iyi deĝil mi?..
Ben böyle mi düşünyorum? Elbette hayır! Benim canım
çıkar ama fikrim deĝişmez. Lakin deĝişken olanlar için iyi bir fırsat diye
düşünüyorum!
Okurlarıma en derin saygılarımla
M.Nûreddîn Yekta
01.01.2008
|