Halepçe katliamını kınıyorum
Mazlum Kürd halkının
tarihine kara bir sayfa olarak giren Halepçe katliamının yıl dönümüne girmiş
bulunuyoruz. İnsan celladı Saddam Hüseyin yönetiminin 16/18.03.1988
tarihlerinde Güney Kurdistanın Halepçe kentinde Amerika ve Avrupa
ülkelerinden edindiĝi kimyasal bombalarla, Kürt ulusuna karşı bir katliam
uyguladı. Bu Katliam neticesinde çoĝunluĝu kadın ve çocuklardan oluşan 5000
sivil Kürd hayatını kaybetti ve 6000 civarında Kürd sakat kaldı. Yüzbinlerce
Kürd Saddamın zulmünden kurtulmak için Türkiye ve İrana sıĝınmak için
yollara düştü ama, birçok kişi açlık, sefalet ve soĝuk nedeniyle yolda
hayatını kaybetti. Ne yazık ki, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere bütün
insanlık alemi, bu insanlık dramı karşısında sessiz kaldılar. Kürdler kendi
topraklarında bile, mülteci statüsünde kabul edilmediler. Türk ve İran
devletleri elinde olan Kürdistan topraklarında, etrafı tellerle çevrili yarı
açık cezaevlerine konuldular, aç kaldılar, sussuz kaldılar, ilaçsız kaldılar!
Bu saldırı, diktatör
Saddamın gaddar, zalim ve faşist rejimi tarafından zehirli ve kimyasal
silahlarla adeta kürd halkına yapılan etnik ve ırki temizliğe dayalı büyük
bir katliam harekatıydı. Bu katliam yaşandıĝı zaman gerek Amerika, Avrupa ve
gerekse kendilerine İslam Devletleri denilen uydu devletler, evet tüm dünya
buna karşı sessiz kaldı. Hatta Halepçede kimyasal silah kullanılmadıĝına
dair açıklamalar yapıldı.
Nasıl izah
edebilirlerdi? Çünkü Saddamın Kürdler üzerinde denediĝi bu silahlar
kendilerinden satın alınmıştı. Kürdlerin devleti yoktu, kürdlerin hamileri
yoktu, kürdler kimsessizdi, kürdlere sahip çıkmak kendi menfaatlerine zarar
verirdi. Kürdlerin bir trajedi yaşadıklarının ne önemi vardı onlar için!..
Çünkü onlar, genelde dünya ve özelde Ortadoĝu üzerinde kendi sömürgeci
politikalarını devam ettirmek, ekonomilerini geliştirmek ve dünyada
pazarlarını kendi egemenliklerine almak istiyorlardı, istiyorlar!
Kürd
halkının katliamı kendi yararlarına idi, zira kullanılan silahlar yerine
yenilerini satacaklardı!
Ne acıdır ki, iki yıl sonra aynı katil Saddam, bu sefer de Kuveyti işgal
etti. Sömürgecilerin menfaatına ters düştüĝü için bu sefer de, onların
insani tarafı aĝır bastı ve dünya ayaĝa kalktı. Kürdleri parçalara bölen,
ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel yönden sömürülmelerine sebep olan
emperyalist ve sömürgeci devletlerin, kürdlere sahip çıkması sözkonusu
olmazdı elbette! Çünkü tarihin bu kara sayfasında bu emperyalist devletlerin
de imzaları vardı. Kürdistanı araplarla, türklerle ve farslarla paylaşan
zamanın emperyalist devletleri bunu hatırlamasalar da, kürd halkı bunun
bilincinde ve bu tür katliamlarda payı olan herkesi tanımaktadır. Kürd halkı
katliamlarla yok olacak bir halk deĝildir. Asırlardır emperyalist
devletlerin desteĝini alarak kürd halkı üzerinde katliam yapan başta Sadddam
olmak üzere birçok devlet idarecileri bunu çok iyi öĝrenmişlerdir. Kürd
halkının serhıldanlarına karşı çaresiz kaldıkları içindir ki, bü tür gayrı
insanı, vahşice saldırılarda bulunuyorlar.
Yeryüzünde emperyalistler olduĝu müddetçe, sömürülen, ezilen ve her türlü
hakları ellerinden alınmış mazlum halklar da olacaktır. Halepçe, tarihte
katliama maruz kalan ne ilk ve ne de son bölgedir. Elbette katiller,
diktatörler ve zalimler oldukça katliamlar da olacaktır, zira bu onların
insanlık anlayışıdır. Fakat şurası unutulmamalıdır, "tarihte katliama
uĝrayan bölgelerin çoĝu, bugün kendi özgürlüklerine kavuşmuş, bomba
yaĝdırılan yerlerde bugün güller bitmektedir." Halepçe bunlardan bir
tanesdir.
1988 de
yeryüzü coĝrafyasından silinmeye çalışılan Halepçede bugün ALA RENGÎN (Renkli
Kurdistan bayraĝı) dalgalanmaktadır.
Umarız bu herkes için de bir ders olacaktır. Kürd halkı öldürülebilir, kürd
halkı ezilebilir ama, kürd halkı hiçbir zaman esir alınamaz ve başkalarına
köleliĝi kabul etmez!..
Halepçe katliamının yıldönümü münasebetiyle, Kürd ve Kurdistan düşmanlarını
kınıyoruz. Kürd halkı dimdik ayaktadır, işgal edilen topraklarında ezilen,
sömürülen Kürd halkı birgün mutlaka özgürlüĝüne kavuşacaktır, Kürd halkı bu
inancını hiçbir zaman kaybetmemiştir ve kaybetmiyecektir!..
M.Nureddin Yekta
15.03.2002
|