Şapka düştü kel göründü, amaç haçlı seferleriymiş!
Günlerdir dünya basını
Amerikada vuku bulan terör eylemleriyle meşgul. Kim bunlar?.. Bu büyük
eylemi gerçekletirenler kimler?... Gerçekten Bin Ladin mi?.. Bin Ladin bu
kadar büyük güce sahip mi? Amerikanin CIA ve FBIleri bu kadar zayıf mı
istihbaratlarında?
Bu eylem öyle kısa bir
zamanda planlanıp projelenmiş deĝil!.. Yer yüzünde uçan kuştan, saatte
konuşulan 6 milyon telefondan, uydu vasıtasıyla dünyada en küçük bir
hareketten haberdar olan Amerika, nasıl olur da bunca uzun zamanda
hazırlanan bu terör hareketinden haberdar deĝil! Buna kim inanabilir!..
Kaldıki, Washington
Ortadoğu Enstitüsü Türkiye Bölümü Başkanı Alan Makovsky, New York ve
Washington'daki uçaklı saldırıların arkasında Suudi Arabistanlı Usame Bin
Ladin'in olduğunun kesin olmadığını, Amerika istihbaratının bu olayla ilgili
olarak ciddi hata yaptıĝını, kimin sorumlu olduğunu tam olarak
bilemediklerini ve sadece varsayımlar üzerinde konuştuklarını söylüyor.
Daha saldırının olduĝu gün olayla ilgisinin olmadıĝını açıklayan Bin Ladin,
dün de Afgan İslami Basın Ajansına bir açıklama göndererek; ABD parmaĝıyla
beni gösteriyor, ama bunu asla ben yapmadım. Bunu yapanlar, kendi çıkarları
için yaptılar. Ben Afganistan'da yaşıyorum ve bu tür eylemlere izin vermeyen
Emir'ül Mü'minun Molla Ömer'e baĝlıyım diyor ve israrla bu eylemden
haberinin olmadıĝını vurguluyor. Amerikanın elinde, Bin Ladinin
yaptırdıĝına dair kesin bir delil de yok ortada. O zaman akla başka şeyler
gelebilir. Acaba Amerika, muttefikleri ve taşeron devletler planladıkları
hayallerini gerçekleştirmek için, kendi istihbaratlarına yaptırmış
olabilirler mi? Ya da Ortadoĝudan satın aldıkları bazı insanlara yaptırmış
olabilirler mi?
Neden olmasın?...
Bin Ladinin müslüman olduĝunu, kendisi ve ailesinin İslama çok baĝlı
bulunduklarını, içki içmediklerini, müzik dinlemediklerini, harama
yaklaşmadıklarını söylüyorlar. Ayrıca tahsilini de Amerikada yapıp bir
terör uzmanı olduĝu da yine herkesçe malum.
Nasıl olur
da bunca masum insanın kanına girer? Bunca masum insanın ölümüne sebebiyet
verir. Kaldıki basına yansıdıĝı kadarıyla olayla ilgisinin bulunduĝu iddia
edilen M. Atanın daha birkaç gün önce Amerikada bir diskotekte bir kız
yüzünden kavga ettiĝi, olayın polislik olduĝu ve gazetelerde diskotekte
kızla çekilen fotoĝrafları yayınlandıĝı yine bir çoĝumuzun malumudur. Nefsine
böylece düşkün olan, İslama göre böylesi münker yerlerde dolaşan birinin
İslam veya müslümanlar adına böyle bir eylem gerçekleştirmesi düşünülebilir
mi? Anlaşılan bu eylemi kim veya kimler yapmış veya yaptırmışlarsa da,
faturası müslümanlara çıkartılmak isteniyor!
Ayrıca böyle düşünenler de az deĝil, mesela Irak Devlet Başkanı Yardımcısı
Taha Yasin Ramazan da, ABD'deki saldırıları Arap ya da Müslümanlar'ın deĝil,
Amerikalı muhaliflerin düzenlediĝini ileri sürdü.
Bu açıklamalarımızla terörü desteklediĝimiz veya savunduĝumuz manası
çıkarılmamalıdır. Terör iĝrençtir, terör adi bir iştir, masum insanları
katletmektir, alçaklıktır! Terörün savunulacak hiçbir yanı yoktur, kimden
gelirse gelsin! Hangi örgüt, şahış, kurum, parti veya devletten olursa olsun!..
Bu böyle algılanmalıdır. Böyle bilinmelidir! Ama birileri zayıf halk ve
devletlere terör estirdiĝi zaman susan, Amerika gibi güçlü devletlere
yapıldıĝı zaman da insani (varsa) damarları kabaran ve feryad û fiĝan eden
özellikle İslam devletlerinin yöneticilerine bir çift sözümüz var; Saddam
kimyasal silahlarla Kürdleri imha ettiĝi zaman nerdeydiniz? O zaman
insanlıĝınızı kayıp mı etmiştiniz?.. Hergün dünyanın gözü önünde
Filistinlileri katleden Israile, yıllardır Kürdistanda Kürd halkına
olmadık işkence ve katliamlarla terör estirenlere neden ses çıkarmadınız ve
çıkarmıyorsunuz? Onyıllardır Çeçenistanda katliam yapan Rus ordularına
neden seyirci kaldınız ve kalıyorsunuz? Söz konusu Amerika olunca
insanlıĝınızı mı hatırladınız?!...
Yaptıĝınız sadece korkaklıktır, dalkavukluktur ve munafıklıktır!... Amerika
dostu olduĝunuzu da sanmıyoruz, sadece puslu bir havada ABDden kalabilecek
artıklarından nasıl nasipleneceĝinizi hesap ediyorsunuz o kadar!
Kimse bir koyup üç alacaĝız hesapları yapmasın! Neticenin nereye varacaĝını
kimse hesap edemez, Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmakta var!...
Doĝrudur terör şirkeftir ama, teröre maruz kalan devletlerin de, acaba
niçin böyle bir durumla karşı karşıya kaldık deyip düşünmelidirler!.. Kendi
eksik politikalarını, yanlış icraatlarını tekrar gözden geçirmelidirler.
Bundan ders
çıkarmalıdırlar. Hiç bir zaman devletler ve başta Amerika teröristlerin
yaptıkları gibi terörizme başvurmamaları gerekir, yoksa hukuku çiĝneyerek
bir yere varmak, zafer kazanmak mümkün deĝildir. Bu tür olayları yapanları
hukukun içinde kalarak hem kendi hukukları, hem de evrensel hukuk içinde
kalarak cezalandırmanın yollarını aramak gerekir. Büyük devletlere yakışan
gerçeĝi bulmak, zanlı esası üzerinden hareket etmek bir şey ifade etmez,
aynı zamanda devlet bu konuda haklılıĝını yitirir.
Amerika bu konuda duyarlı olmalıdır, Bin Ladinden olan rahatsızlıĝını
kullanarak masum Afgan halkına saldıramaz, bu insanların ne suçu ne gunâhı
var? Bir müslüman bahane edilerek müslümanları ve hatta Islamı hedef haline
getirmek ne dünyaya, ne Amerikaya ve nede herhalukarda KURDISTANı nasıl
işgal edebilirim hayalleri peşinde olanlara faydası olmaz. Daha acılı
günlere, daha büyük zararlara sebebiyet verir!..
Bu hadisenin dinle hiçbir alakası yoktur! Eĝer bu hadise bir veya birkaç
müslüman tarafından yapılmışsa (ki bize göre yapanlar müslüman deĝildirler,
müslüman ülkelerden veya Ortadoĝudan gelmek başka müslüman olmak başkadır)
bu ne müslümanlık için yapılmıştır ve nede müslümanlar için! Bunu İslama
veya müslümanlara baĝlamak yanlış ve tehlikeli, olayı müslüman hırıstiyan
savaşına götürecek hareketlerden kaçınmak gerekir.
Nitekim olaydan sonra
başta Amerika ve Avrupa olmak üzere dünyanın birçok yerinde müslümanlara
karşı küçük çapta da olsa saldırılar başlamış, camiler kurşunlanmış,
müslümanlar direkt olarak hedef haline getirilmişlerdir. Şurasını unutmamak
lazımdır olabilecek bir savaşta müslümanlar ne kadar acı çekerlerse gayri
müslimler de o kadar acı çekeceklerdir. Savaşın dini imanı yoktur, savaş
herkes için acıdır, felakettir.
Müslüman bir ülkeden gelen bir takım çılgınlar, bir takım meczuplar, bir
takım moraldışı sınırdışı insanlar, birtakım sarhoşlar böyle bir hadiseyi
gerçekleştirmişlerse bundan müslümanlar sorumlu tutulmamalıdır! Bugüne kadar
gayri müslimlerin yaptıkları terör eylemlerinden hiç onların dinleri yada
dindaşları sorumlu tutuldu mu?.. Neden bugün daha kimler tarafından
gerçekleştirildiĝi dahi netlik kazanmıyan bir terör eyleminden müslümanlar
sorumlu tutuluyor? Bu terörü dine bulaştırmak kadar yanlış bir şey olabilir
mi?
Sanki Haçlı ruhu yeniden canlanıyor gibi, olayın failleri yerine
müslüman ülkeler hedef tahtasına oturtuluyor?..
ABD Başkanı George Bush, 11 Eylül'deki intihar saldırılarının ardından,
ulusal güvenlik konusunda danışmanlarıyla Camp David'de dün yaptıĝı istişare
toplantısının sonra başkent Washington'a dönüşünde Amerikan vatandaşlarına
hitaben yaptıĝı konuşmada, ''Terörizme karşı Haçlı Seferi başlattıklarını
söyledi. Meşhur Haçlı seferlerinin terörizme karşı deĝil de müslümanlarla
hıristiyanlar arasında olduĝunu bilmiyen yoktur. Bushun Haçlı
seferleriyle neyi kasdettiĝini sanırım akıl sahibi herkes anlamıştır. Bush,
''21. yüzyılın ilk savaşını kararlı bir biçimde kazanmak zamanı artık
gelmiştir. Evet ulusumuz korkmuştur, ancak eli kolu baĝlanmamıştır'' diyor.
Bu menfur saldırıyı müslümanlara, müslümanlıĝa yüklemenin bir faydası olmaz.
Amerika Başkanı bunu daha iyi bilmelidir. Bugüne kadar bütün İslam
devletleri ve müslümanlar bu saldırı sebebiyle Amerikadan yana tavır koymuş,
saldırıyı kınamışlardır. Ayrıca Amerikadaki müslümanlar da Kendi
devletlerinin yanında olduklarını bildirmişlerdir. Amerika'daki terörist
saldırıda hayatını kaybedenler için kilisede yapılan duada ABD'deki
Müslümanların Lideri olan Dr. Sıddıkı'nin Başkan Bush'un hemen yanı başında
oturmasının anlamlı bir davranış olduĝunu ve tüm dünyaya bu hareketiyle 'teröristin
dininin' olamayacaĝı mesajini vermiştir.
ABD'de yaşanan ve (kendi açıklamalarına göre) 20 bin civarında insanin
katledilmesine neden olan New York'taki bombalama terörünün sebebi ne olursa
olsun kesinlikle tasvip etmiyoruz, ancak bu olayın dünya Müslümanlarına
fatura edilmesine de bir anlam veremiyoruz. Şurası unutulmamalıdır ki, savas
hukuku ile terörle mücadelenin hukuku birbirinden farklı şeylerdir. New
York'taki binlerce masum insanın öldürülmesi ne kadar tasvip edilmiyorsa,
teröristleri cezalandıracaĝız diye başka masum insanlara saldırmak, onları
katletmek enazından o kadar yanlıştır, vahşettir.
Amerika kendisine yapılan bu saldırının cevabını vermeye hakkı vardır, ancak
sadece bu olayla ilgisi olanları cezalandırabilir, savaş çıĝırtkanlıĝını
yapan devletlerin yetkililerinin sözüne de kanmaması gerekir. Bunların kaçı
acaba ABDye dosttur? Sanmıyoruz, sadece ABD bugün güçlü olduĝu için
etrafında pervane gibi dönüp dalkavukluk yapmaktadırlar hepsi o kadar!
01.10.2001
M.Nureddin Yekta
|