Savaş ve sonuç!
Kısaca
özetliyecek olursak savaş mücadele demektir ve iki türlü olur. Siyasi
mücadele ve silahlı mücadele.
Biz her zaman altını çizerek diyoruzki mazlumun hakkını savunması
için siyasi mücadeleyi tercih etmesi daha uygundur. Zira zalime gücü
yetmiş olsaydı mezlum durumuna düşmezdi. Günümüzde bunu demokrasi ile,
ya da sivil itaatsızlıklarla yapmak mümkün. Ama bu konuda kararlı olmak
lazım, bir gün eylem yapar ertesi günü bırakırsanız yaptıĝınız da boşa
gider. Kurdistan'da sivil cumalar gibi. Birgün diyanetin arkasında namaz
olmaz diyenlerin ertesi gün diyanet camilerinde en ön saflarda olması
inandırıcı gelmez dimi?
Silahlı mücadeleye gelince:
Bunu da iki şekilde özetliyebiliriz. Cephe savaşı ve gerilla savaşı.
Cephe savaşında karşı tarafla eşit güce sahip olmanız gerekiyor,
yoksa kısa bir zaman içinde hem gücünüz yok olur, hem coĝrafyanız yerle
bir olur, hem çoluk çocuk dul olur, yetim kalır, esir kalır!...
Geride gerilla savaşı kalır. Gerilla savaşını da asla cephe savaşına
çevirmemek lazım. Savaşı sivil halktan uzak tutmak gerekir. Halkına
zarar vermemek, malını mülkünü tahrip etmemek lazım. Karşıt tarafın
(düşman dediĝiniz) eline koz vermemeniz önemli. Birkaç saatlıĝına ya da
bir-iki günlüĝüne bir kasaba ya da bir küçük şehirde kontrol saĝlarsınız
ve orası savaşta harap olur, kullanılamaz hale gelir, birçok insan ölür,
birçok insan gözaltına alınır, işkence görür, hapse atılır ve siz orayı
tekrar halkınıza düşman dediĝiniz güce teslim ederseniz, yaptıĝınızın
halkınıza bir faydası olmadıĝını anlamanız lazım sanırım. Geriye dönüp
baktıĝımıza zarardan başka bir şey yoksa ortada, o zaman gittiĝiniz
yolun yanlış olduĝunu düşünmeniz lazım.
Bu münasebetle; eĝer bir halkın hakkını savunduĝunuzu iddia
ediyorsanız, Şahsi kanaatim olarak diyorum Kurdistanda silahlı
mücadelenin halkımıza bir faydası yoktur.
Silahlar susmalı siyasi mücadele ve sivil itaatsizliklerle mücadeleye
devam edilmelidir.
17.08.2015
M.Nureddin Yekta |