Seçimler üzerine bir kaç söz!
Konuya girmeden önce
şunu kendimize sormalıyız!
Hangi partiden olursa olsun şu mevcut sistemde seçtiklerimiz bizi ne kadar
temsil ediyor?
Konuyu iki kısımda ele
almak istiyoruz.
Birincisi islami açıdan bu seçimlerin mahiyeti, baĝlılıĝı ve mesuliyeti,
İkincisi Kürd halkı olarak bu seçimde neleri kazanıp neleri kaybediyoruz?
Hangi
parti? Niçin?
İslam açısından
İslam Kendi başına bir yegâne sistemdir, hukukta, sosyal hayatta, birey ve
toplum arasındaki ilişkilerden devletlerarası ilişkilerine kadar, kısaca her
konuda islam kendi başına bir sistemdir ve yeryüzündeki gelmiş, gelecek
hiçbir beşeri sistemden yardım alacak bir sistem deĝildir. O halde bu yüce
sistemi başka sistemlerle tamamlamak, yada takiyye yaparak beşeri sistemle
sözde islam adına siyaset yapmanın bir gereĝi de yoktur. İslama gönül
verenler ve gerçekten inananlar bilirlerki İslam sisteminin dışında herhangi
bir kanun ve nizamla yada sistemle yapılan hiçbir amelin deĝeri yoktur.
Kuranda Kimki islamdan başka din (sistem,) edinirse ondan hicbir şey kabul
edilmiyecek ve ahirette de husrana uĝrayanlardan olacaklardır.
Alı Imran/85
O halde demokrasi, veya herhangi beşeri bir sistemle sözde salih amellerde
bulunmakla bir mükafat kazanacaklarını sananlar yanılıyorlar. Müslümanın
ameli ancak islam çerçevesi dahilinde ve sırf Allah rızası için yapıldıĝı
zaman deĝer kazanır. Haydi diyelimki konudan haberdar olmayanlar bunu
zannedebilirler ya islami çok iyi bilenler ve islam adına takiyye yaparak
müslüman kitleyi peşinden götürenlere ne demeli? Onlar takiyye yapıyoruz
diye yıllarca isim veya başkan deĝiştirerek müslüman kitleyi peşinden
sürüklediler. Soruyoruz acaba neden takiyyeye gerek duyuyorlar? Gerçekten
buna mecbur mudurlar yoksa takiyye yapıyoruz deyip bizi mi aldatıyorlar?..
Kapalı kapılar ardından bizlere biz de sizin gibi müslümanız ancak takiyye
yapıyoruz, bu şekilde iktidarı ele geçirdikten sonra islamı hakım kılacaĝız derken, yine kapalı kapılar ardından müşrik, munafık ve ateistlere ne sözü
veriyorlar? Bunu müslümanlar hiç düşünüyorlar mı?
Bir kere beşeri sistemde iktidara gelmek için o sistemleri koruyan gizli
kuvvetlerden izin almadan o makamlara erişmek mümkün deĝil. Acaba beşeri
sistemler kendilerini yok edecek iktidarlara izin verirler mi? Verselerdi
örneĝin ABDye gidip izin almadan iktidara gelmek gerekmez miydi? Daha
önceleri diĝer bazı müslüman ülkelerde denenip başarılı olmayan siyasetle
iktidarı ele geçirmek ve islamı hakım kılmak siyasi oyunu, 1974lerden
birilerinin eliyle Türkiyedeki müslümanların başına musallat edildi. O
zamanlar Mücahid lakabıyla anılanlar 1980 yılında mahkemenin önüne
çıktıklarında Kendilerinin asla islami bir rejim getirmek istemediklerini,
sistemi koruyacaklarını,
.çü olduklarını, laik devletin adaletli hukukuna
sıĝındıklarını itiraf ettiler. (Her nedense yiĝit ve kahraman sanılanlar
mahkeme karşısında hemen itaatkar oluverirler, acaba yeni bir pişmanlık mı
yoksa eskiden olduĝu gibi sisteme yeniden baĝlılıklarını tazelemek midir) O
günden bu yana müslümanlar lehine ne deĝişti?
Pili bitenlerin yerine başkalarını getiriyorlar, ve yine ilk işleri de aĝaları
ABDye gidip iman tazelemek olur. Kapalı kapılar ardında yahudi lobilerilye
sözleşmeler yapılır, onlara sadakatlarından ayrılmayacaklarına söz verilir,
kendileri siyonistler tarafından taltif edilir !
Eee ne kaldı?
Müslümanları yine islamla kandırmaya geldi sıra ve yapıyorlar da! Kısaca
bunlar islam adına takiyye yapıyorlar ama bize deĝil aĝalarına. Ancak bu
şekilde bizi kandırabilirler. Bakmayın zaman zaman azılı düşmanlar gibi
birbirlerine saldırdıklarına, aslında hepsi aynı geminin kaptanlarıdırlar.
Saĝcısıyla solcusuyla sözde islamisiyle bu sistemin bütün partileri aynı
derecededir bunda kimsenin kuşkusu olmasın. Oyun ve filmleri ortaya çıkmaya
başladıĝı zaman, birileri kemalizm adına bunlara saldırıyor,
aman rejim
tehlikede, bunlar Şeriatı getiriyorlar deyip onların hakkındaki niyetimizin
deĝişmesini saĝlıyorlar, vay be demek bunlar gerçekten müslümandırlar yoksa
aşırı dinsizlerin bunlara bu kadar saldıramalarının manası nedir deyip,
onlara baĝlılıklarımızı yenileriz ve sistem bu şekilde sürüp gidiyor. Daha
çocukça bir tabirle küfür yolunda giden gemiye bazen sözde müslümanları
kaptan yapıyorlarki bizi daha rahat aldatabilsinler. Bunlar bizim yanımızda
bizden oldukları gibi onların yanında da biatlerini her zaman tazeleyen
tiptendirler, sakın bunlara aldanmayalım. Kuran iman etmedikeri halde
inandıklarını söyleyen ve müminlerin yanında müminlerden, şeytanlarıyla
başbaşa kaldıklarında da onlarla olduklarını söyleyen tipten insanların
varĝlından bahseder. Şimdi Bakara Suresinin ilk ayetlerine bakın bunların
kimlerden olduklarını rahatça anlayabiliyoruz.
O zaman beşeri sistem içerisinde o sitemi koruyacaĝını namusuyla şerefiyle
yemin eden bu tür insan ve partilerle islama hizmet beklemek sadece
aptallıktır. Kaldıkı bu tür partilerin tümünün tüzüĝünde islama geçit
verilmeyeceĝini ve bu sistemin korunacaĝına dair maddeler vardır
Baylar bayanlar; bu partiler Halifenin emriyle kurulmus partiler deĝildir,
bu partiler idareyi Kuran ve Sünnete aykırı gitmemek şartiyla şu veya bu
müctehidin görüşüyle idare edelim diyen kurumlar da deĝil, bu partiler
sisteme daha çok kim sadıktır yarışı içerisindedirler.
Dinimizde bir şeye sebep olan, onu işlemiş gibidir kaidesi uyarınca
bunlara oy verenler bilsinlerki bu partilerin yaptıĝı bütün icraatlardan
hesaba çekileceklerdir. Oy mührünün üzerindeki evet sözcüĝü ile seçtiĝi
insanı kendisine vekil tayin ediyor ve icraatlarındaki sevaba da günaha da
ortak oluyor. Bir seçilmiş cami yaparsa sevap, ama bir randevu evi yaparsa
da günahına müşterektir bunu unutmayalım.
İkincisi Kürd halkı üzeride oynanan oyunlar:
Onyıllardır kimliĝi inkar edilen ve ikinci sınıf insanı olarak kendi
memleketinde sistemin zülmü altında inliyen bu halkı sisteme entegre
etme yollarından biri de bu halkı mevcut sistemin partilerinden birine
baĝlamaktır. Kürd halkı gönlünde yükselen özgürlük ateşini çok iyi bilenler
bu ateşi söndürmek için çeşitli hileli yollara başvuruyorlar.
Bu yollardan birisi demokrasi ve insan haklarıdır, diĝeri de inanç ve
yaşamıdır. Devletin yönetiminden her ikisinden de mahrum olan Kürd halkı bir
kurtuluş yolunu ararken, yine iki seçenek arasında birini tercih etmek
zorunda bırakılıyor. Biri yukarda bahsettiĝimiz gibi islamı kullanmak,
diĝeride sözde kürd halkı özgürlüĝünü savunan sol partilerdir.
Özetlemek
gerekirse ne inanç açısından nede ulusal bazında kürdleri temsil eden bir
partinin seçime girmediĝini görüyoruz. Bu partilerin kimisi kemalizmin sol
kanadını kimisinin de saĝ kanadını temsil ettiĝini ve amaçlarının kemalizmi
daha uzun ömürlü yaşatmak olduĝu malumdur. Bir başka gayeleri de yoktur.
1970-80 yıllarda sağlı sollu oyun gibi yine kürdleri saĝ
sol davasında ikiye ayırmak, bir başka tabirle Kürd halkını ABD çizgisinde
olan kemalist saĝcılar ile Genel Kurmay çizgisinde olan kemalist sol
partileri arasında tercihe zorlamaktır. Kemalist solcu partilerin geçmişte
Kürd halkı üzerindeki baskısını hepimiz biliyoruz. Bizzat Atatürkün kurduĝu
Cumhuriyet Halk Partisinin bir şıkı olan bugünkü diĝer sol partilerin eli
Kürd kanındadır, onlarla ittifak etmek, onlara oy vermek kürd şehidlerine,
kabirlerinde azap çektirmektir.
Eĝer bugün
kendisini kürd partisi olarak ilan eden bir parti olsaydı ve seçime girseydi
o zaman sadece ulusal meselede üzerlerindeki zülmü atsınlar diye o partiye
oy vermelerini tavsiye edebilirdik ama maalesef yoktur.
Yine bir İslam Partisi olduĝunu açıkça dile getiren ve eĝer iktidarı ele
geçirse islamı hakim kılacaĝını serbestçe söylüyen bir parti olsaydı
malımızla, canımızla yanındaydık, ama maalesef
o da yoktur. Şimdi birileri
diyebilirki takiyye yapan sözde islami partilere oy vermeyelim de sol
partiler mi iktidara gelsin? Yada Sol ittifaka oy vermezsek saĝcılar iktidar
olur, sol ittifak kürdler için daha faydalıdır diyebilirler, ama
yanılıyorlar, çünkü her iki taraf ta zaman zaman iktidar oldu, müslüman
kesime ve kürd halkına acıdan, gözyaşından başka verecekleri bir şeyleri
yoktu, denenen sistem partilerinin denenmesinde sadece yine gözyaşı, katliam,
acı olacaktır, bari onların günahına ortak olmayalım.
Bu yüzden biz imanlı insalarımızın bu seçime katılmamasını tavsiye ediyoruz.
Ne kimsenin inancından dolayı, nede ulusal kimliĝinden dolayı kendisine
yapılacak zülümlere imza atmayalım, unutmayalımki bu günün bir de yarını
vardır.
Hidayet Allahtandır
Ne mutlu, islami gerçek din ve sistem kabul edenlere!
Ne mutlu taĝutun ve yardakçılarının peşinden gitmiyenlere!
Selamun aleykum
02.03.2004
M.Nureddin Yekta
|