Seksen yıl unutulan Kerkük Türkmenleri!
24 Temmuz 1923 te
yapılan Lozan antlaşmasıyla Kerkük petrolünden alınacak bir parça payla
tarih çöplüĝüne atılan Kerkük muhacirleri türkmenler, 1991 yılında Kürdlerle
Saddam rejimi arasında vuku bulan kanlı savaştan sonra birden
hatırlanıverdiler! Türk faşistleri Kerkük türk şehridir ve türk şehri
kalacak Kerkük Misaki Milli sınırlarımızın içerisindedir Kerkükte
türkmenler tehdit altında v.s. gibi sloganlarla meydana çıktılar, tabi çoĝu
Türkiyeden 1991 yılından sonra oraya yerleşen ve sözde bir parti olan
Türkmen Cephesi de!...
Sanki o güne kadar
türkmenler bir özerk bölgede yaşıyormuş, ya da federal bir türkmen devleti
varmışta Kürdler anatoprakları Kerkükü Saddamdan geri alınca türkmen
federal devleti tehlikeye giriyordu!... Oysa o güne kadar Saddamın yanında
yer alan, onun ordusunda askerlik yapan, onun adına kürdlere karşı ajanlık
yapan ya da kürdlere karşı savaşan türkmenlerin dışında kalan türkmenlerin
çoĝu aynen kürdler gibi ya katliama tabi tutulmuş ya da o bölgeden Irakın
diĝer kısımlarına sürgüne gönderilmişlerdi, o yörede kalan türkmenler ise
sadece Saddam ve onun kanlı rejimine hizmet eden uşaklarıydı. Türkiye
devleti ise o güne kadar hiçbir zaman türkmenlerden bahsetmemişti!..
Kerkükün kürdlerin eline geçmesi halinde orada yaşayan türkmenler tarihte
en altın çaĝını yaşıyacaklardı, çünkü enaz onlar kadar mazlum olan Kürdlerle
kurtuluşa ereceklerdi, ama olmadı. Çünkü komşularımız devreye girerek
Kürdlere gelen yardımın (ABD ve BM.) önü kesildi ve bütün yardımlar Saddama
gitti, Saddamın gaz bombalarıyla kürdleri katliama tabi tutulmasına göz
yumuldu, o zaman kimsenin kılı kıpırdatmamıştı, çünkü ölenler türkmen
deĝildi!.. Sadece Halepçede bir tek bombayla ölen 5 bin kürdün cenazeleri
sokaklarda çürüyüp kurtlandı, buna muteakip enfal operasyonunda 183 bin kürd
şehid edildi, buna da herkes seyirci kaldı, Özellikle Türkiyede ne
müslümanından, ne sosyalistinden, nede demokratlarından ses seda çıkmamıştı.
Mücahid dedikleri sözde müslüman şahsiyet ve partilerinden de bir ses
çıkmamıştı. Hergün Çeçenistan, Filistin için sokaklara dökülen onbinlerce
Türkiye'li müslüman bu müthiş katliam karşısında sessiz ve sedasız kalmıştı!
O günlerde sen ne mutlu türküm diyene dersen bir kürdün de ne mutlu
kürdüm diyene deme hakkı vardır diyen zamanın mücahidi, şimdinin demokratı
da o günden bu güne kadar bu katliamlarla ilgili hiçbir şey demedi, bir
protesto mesajını bile duyamadık.
Ama bugün herkes ayakta!.. Aman namus elden gidiyor feryadıyla avazı çıktıĝı
kadar baĝırıyorlar, neden? Kerkük Kürdistan haritasından çıkarılmıyor diye,
sanki Kerkük Kurdistan haritasından çıkarılsa türkmen devleti kurulacak ve
türklerin olacakmış gibi! Yani türk kardeşlerimizin! bütün dertleri beşbin
yıldır Kürd topraĝı olan Kerkük kürdlere verilmesin de kime verilirse
verilsindir!.. Aynen Lozanda olduĝu gibi!...
Halbuki bütün alem biliyorki 11 Mart 1970 yılında Kürdlerle Irak rejimi
arasında bir antlaşma yapılmış, kürdler özerkliklerini elde etmişlerdi,
ancak Irakın Kerkükü kürdlerden alma ısrarı ve kürdlerin tarihi
topraklarından vazgeçmemelerinden dolayı o gün bugün soykırım
kampanyalarının hedefi haline geldiler.
Saddam zülmünün sonunun gelmesiyle Kürdler bir kez daha Kerkükü geri
aldılar, ancak bu sefer Saddam yerine Türk hükumeti karşılarına dikildi.
Kerküke provokasyonlar yaptırıyorlar, amaçları orada türkmenlere bir şey
elde etmek deĝil, onları kullanarak kürdlere zülmetmektir. Eĝer kürdler
Kerkükü araplara verseler Türk devleti dünden buna razıdır ve hiçbir
problem kalmaz. Bundan sonra yine araplar tarafından 80 yıl türkmenler
sürülse de öldürülse de unutulup gideceklerdir!..
Türkmenleri provakasyona getiren türkmen cephesi yetkilileri ne yazıkki o
topraklarda hiç bulunmuyorlar, uzaktan komanda gibi onları başkaları
yönlendiriyor. Onlar siyasi akıl ve önderlikten mahrum oldukları gibi, nasıl
kullandıklarından da bihaberdirler. Bugün gelinen noktada türkmenlerin
araplaştırma politikası kürd ve türkmenleri asimile kampanyalarıyla
Kerküke getirilen unsurlarla kürdlere karşı bir antikürd ittifakını
kurmak yerine, esas toprak sahipleri kürdlerle birleşmeleri gerekirdi. Bu
hangi aklın eseridir demiyorum zira devleti idare edenlerin zihniyetidir bu
ve bu zihniyetle türkmenleri kazançlı çıkamıyacak ve her türlü provokasyona
açık tutacak yanlış bir siyasetin kurbanı olmaktan öteye gitmiyecektir.
Türk devletinin 80 yıldır Irak türkmenleri konusunda bir siyaseti yoktur, şu
günlerde sadece soyut tehditler vardır. Kim diyebilirki 40 yıl önce aynen
kürdler gibi türkmenler de katliama tabi tutuldukları zaman Türk devleti ne
yaptı? Gerek Irak hükumeti gerekse de dünya devletleri nezdinde hangi
girişimlerde bulundu? Bırakın türkmenleri de Lozanda antlaştıkları petrol
paylarından bile vazgeçmişlerdi!...
Türkmenlerin arkasına sıĝınarak yaptıkları politikada ancak kendileri
boĝulacaklardır, bunun ne T.C.ye, nede türkmenlere ve ne de
kürdlere bir faydası olamıyacaĝını
akli selim sahibi herkes biliyor!
Amerikalı Albay William Mayville Kerkükteki olayların arkasında
türk devletinin olduĝunu söylüyor. Mayville yılbaşı kutlamasında yaptıĝı
konuşmanın bir bölümünde aynen şunları söylüyor:
"Etnik çatışma çıkarmak isteyenler kan döktü" "Gösteri barış amaçlıydı.
Valiliğe yürüyen göstericilerin sayısı 300 kadardı. Onlardan kopan 100
kişilik grup KYB bürosuna yöneldi. Provokasyon amaçlı bazı kişiler KYB
binasına ateş açtı.
Binadan da
gruba ateş edildi. Etnik çelişkilerden yararlanmak isteyenler şehirde
yaşayanların uyumunu bozuyor."
Kerkükte provokasyon yapmakta olanlar başarıya ulaşamazlar. Şunu artık
herkesin bilmesinde yarar vardır. Hiçbir kuvvet Peşmergenin elindeki silahı
geri alamaz ve Kerkükü bir daha Kurdistan haritasından çıkaramaz! Ve yine
hiçbir zaman Irak topraklarında bir türk devleti ya da özerk bölgesi
kurulamaz, türkmenler ancak ya arap federal devlette yada Kürd federal
devlette yaşayabilirler, yaşamak zorundalar, yada Türkiye onları Anadoluya
getirebilir bunun dışında yol yoktur.
Bugün Osmanlı döneminde bile elde edemedikleri özgürlüĝü elde eden
türkmenlerin üzerinde oyun oynamayın, siz nasıl herkesi uyardık diyorsanız
biz de sizi uyarıyoruz. Siyasetten mahrum Irak araplarıyla yada arap aşiret
reisleriyle siyaset yapacaĝınıza, bu konuda deneyimli olan Kürd liderlerle
bir araya gelin, tarihte elde edemedikleri özgürlükleri elde eden
türkmenlere de yazık etmeyin, onlar bugün Türkiyede yaşayan 30 milyona
yakın kürdlerin elde edemedikleri tüm özgürlüklere sahiptirler. Barajı
aşamadıkarı halde mecliste 5 milletvekilleri var, okulları var, radio,
televizyonları var ve açıkça Kurdistana karşı olan partileri bile serbest!
Kurdistan'nın yeraltı ve yerüstü tüm gelirlerinden kürdlerle eşit bir
şekilde istifade ediyorlar.
Daha ne istiyorsunuz?
Diyeceĝim Allah türk devletini idare edenlere akıl ve basiret versin.
Saygılarımla
02.01.2004
M.Nureddin Yekta
|