Türkiye Başbakanı güzel konuştu amma..
Türkiye Başbakanının
Diyarbakıra (Amede) gittiĝi hepimizin malumudur.
Gitti ve çok güzel sözler
konuştu.
Konuştu konuşmasına amma Ankaraya dönünce acaba bütün sözlerini
unutur mu? Sözler Amedde mi kalır? Yoksa kürdlerin her zamanki gibi iki
güzel sözle kanacaĝını mı sanıyor? bunu zamanla daha iyi anlayacaĝız ama, ben
yine bir kaç söz söyleyeyim.
Güzel söz güzeldir tek kelimeyle, hiçbir insan sarfettiĝi güzel sözünden
dolayı yargılanmış, ya da yadırganmış deĝil, ama önemli olan o sözlerin
arkasında durmak! Ama arkasında durabileceĝi
sözleri söylemek en iyisidir, yoksa insan yalancı duruma düşer Allah korusun!..
Güzel söz güzeldir dedik, Peygamberimiz Hz.
Muhammed
(a.s.)
Kelimetun tayyibetun, heseneh demiştir. Yani güzel söz bir sadaka yerine
geçer, sadaka vermiş gibi sevap alır, özellikle malı olmayanlar için.
Fakirlere verecek bir şeyleri olmayınca hiç olmazsa güzel söz söylenmesini
tavsiye eder Peygamber. Peygamberin bu sözüne tam ters bir şekilde türklerin
bir atasözü vardır; güzel söz karın doyurmaz diye.
İmdi anlamadıĝımız şu, Başbakan Tayib Erdoĝan; verecek bir şeyi olmayınca
kürdlere sadaka babından güzel bir sözü mü tercih etti, yoksa kürdlerin
karnını doyurmaya mı kalktı bu sözleriyle?
Bir
kere şunu iyi bilmek lazım; Kürdler bu memleketin fakirleri deĝil ve
sadakaya da hiç ihtiyaçları yok!.. Kürdler de enaz türkler kadar bu
memleketin sahipleri ve enaz türkler kadar her konuda hak sahibidirler, ama
hakları bugüne kadar hep inkar edildi. Bugün bir Başbakan bunu itiraf
ediyorsa o zaman çıksınlar kürd halkının karşısına bir özür dilesinler,
ondan sonra da kürdlerin bütün haklarını versinler, kürd sorunu konusunda
kalıcı ve gerçekçi bir çözüm bulsunlar.
Ha bu çözümü bulamıyorlarsa
buyursunlar kürdlerle masaya otursunlar, kürdler sorunun nasıl çözüleceĝini
çok iyi bilirler, bu çözümü Kürdlerden dinlesinler.
Hem Başbakan Amede giden ve sorun konusunda güzel söz söyleyen ilk kişi
deĝildir. Kürd sorununun alenen dünya kamuoyuna girdiĝi her dönemde,
devletin en yetkilileri sadaka babından güzel bir söz söylemiştir, belki ilk
yıllarda kürdler bunu heseneh babından kabul etmiş olabilirler ancak şimdi
kürd çok iyi bilirki güzel söz karın doyurmaz.
İsterseniz Başbakanın sözlerine kısa bir göz atalım.
Şöyle demişti sayın başbakan:
Geçmişte pek çok siyasi ve idari hata yapılmış.
Kürd sorunu bu milletin bir parçasının değil, hepsinin sorunudur.
Sorunların parça parça adresi olmaz, bütün sorunlar Türk, Kürd, Çerkez,
Laz olsun, tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ortak sorunudur.
Bu ülkede hangi sorun varsa onun çözümü için adres kendileriymiş.
Türkiye'de yaşayanları birbirine bağlayan bağın Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşlığıymış.
Geçmişte yapılan hataları yok saymak büyük devletlere yakışmazmış, büyük
devlet, hatalarını, sevaplarını masaya yatırma özgüvenine sahip
devletmiş.v.s...
Başbakan yeni mi öĝrendi geçmişte siyasi ve idari hata yapıldıĝını?
Ta 30 yıl
önceden de bunu biliyordu. Batmanda; sen ne mutlu türküm diyene dersen,
biri de çıkar ne mutlu kürdüm diyene der, onun hakkıdır diyordu. Sonra
yıllardır iktidarda, bugüne kadar eskiden yapılan hataları aynen tekrar
etmedi mi ? Daha geçenlerde İsveçte Türkiyede kürd sorunu yoktur, terör
sorunu vardır diyen o deĝilmiydi?
Sorunun adresi kendileriyse o adreste
sorun nasıl çözülür bunu kürd halkı çok iyi bilir!..
Faili mechullerle
binlerce tanınmış kürd şahsiyeti öldürüldü, binlerce kürd daĝa kaldırılarak
insanlıkdışı işkencelerle yokedildi, kimisi bedenine naylon yakıp
döktürülerek, kimisi testereyle, kimisi bedenini parça parça keserek
öldürdüler, bunun gibi işkencehanelerde de ölenlerin sayısı da az deĝil.
Bu adresin
çözümü ortadadır !..
Kurdistanda silahın patladıĝı her köy yakılıp yıkıldı, çevre köyler
koruculuĝa zorlandı. PKK ile yaptıkları savaşta kürd halkı iki tercihten
birini seçmek zorunda bırakıldı, ya bizden olacaksınız yada pkkya
gideceksiniz dendi. Bu şekilde sanki anlaşmış gibi Kurdistan Bölgesi
insansızlaştırıldı, 5-6 milyon civarında kürd göçetmek zorunda kaldı,
yüzbinlercesi şebekeler aracılıĝıyla yurtdışına gönderildi!
Bunun gibi
yapılan haksızlık ve zülümler saymakla bitmez ve kürd halkı bu adresi de,
oraya sunulacak çözümü de çok iyi bilmektedir!..
Böyle bir
çözüm de olmaz!.. Pkk ile savaştıkça sorun savaş yüzünden çözülemiyormuş,
silah bırakınca da sorun terör sorunuymuş ve bitmişmiş dendi bugüne kadar.
Evet bugüne kadar devleti idare edenler kürd sorunu konusunda hiçbir çözüme
yaklaşmadı.
Bugün devlet, muhalif kürdlerin yavaş yavaş örgütlendiĝini ve kendilerine/
halklarına sahip çıktıklarını çok iyi bilmektedir. Bu yeni akımın önünü
kesmek için yeni planlar yapmaktadır devlet idarecileri. Başbakan bu planın
ilk adımını atmıştır sanıyoruz !.
Başbakan sözlerinde doĝruysa buyursun çözüm paketini açıkça dillendirsin!
Ama Başbakanın çözümü yine eskileri gibi muĝlak ve çözümsüzlüktür. Daha
önceleri de Başbakan sıfatıyla Amede gidenler oldu. Demirel Kürd
realitesini tanıyoruz demişti, Tansu Çiller buna benzer sözler sarfetmişti.
Mesut Yılmaz
'Avrupa Birliĝine giden yol Diyarbakırdan geçer' demişti.
Ya
sonuç? Evet sonuç yine çözümsüzlük !..
Çözüm aranıyorsa ilk etapta Anayasa deĝişmeli. Kürdçe dili resmi dil olarak
kabul edilmeli, okullarda, gerek Kurdistanda gerekse de Türkiyenin
neresinde olursa olsun kürdlerin çocuklarına zorunlu kürdçe eĝitim verilmeli,
aynen türk çocuklarına verildiĝi gibi. Kürd dili, kültürü, müziĝi, isimleri
üzerindeki yasaklar kaldırılmalı. Anayasada Türkiye türklerle kürdlerin
ortak devletidir yazılmalı. Türkiyede yaşayan her halka örneĝin lazlar,
çerkezler, çecenler, boşnaklar, araplar v.s. bütün hakları verilmeli.
Enazından gayri müslim ermeniler, rumlar ve yahudilere tanınan haklar kadar
diĝer müslüman halklara da tanınmalı.
Ama ne yazıkki Başbakanın çözümü yine
''uniter devlet, tek millet, tek bayrak, tek din, tek dil''
çözümüdür. Bu çözümü kürdler kabul etselerdi bunca kan akmazdı. Bunca
serhildanlar olmazdı. Sorunu sadece devlet deĝil, iktidar deĝil, kürdlerle
masaya oturarak çözebiliriz, başka da yolu yok.
Sözlerimi bazı müslüman türklerin her zaman biz müslüman kürdlere
söyledikleri bir sözle bitirmek istiyorum. Onlarla kürd sorununu
konuştuĝumuz zaman şöyle derler:
Biz müslümanız ve kardeşiz, biz ümmetiz, ümmette türk, kürd, arap, acem
olmaz, hepimiz müslümanız ve hepimiz türküz elhamdulillah!;))
İşte başbakanın da çözümü budur!..
13.08.2005
M.Nureddin Yekta |