Türk-Kürd savaşının ayak sesleri!
Türkiyede son
zamanlarda vuku bulan bazı olaylar Türk-Kürd savaşının provası mı yapılıyor
sorusunu akla getiriyor. Türk-Kürd kardeştir, ayıranlar kalleştir diyenler
fikir mi deĝiştirdiler? Kardeşlik bitiyor mu? Türkler ve Kürdler et tırnak
gibidir Binlerce yıldır birlikte yaşadık, kimse bizi ayıramaz Kürdler
Doĝu ve Güneydoĝu (Kurdistan)dan daha çok batıda yaşıyor diyenler, şimdi
eti tırnaktan ayırmak mı istiyor?
Kürd işyerlerine, kürd öĝrencilere saldırı düzenleyerek yapılmak istenen şey
nedir? Yoksa Türkiye Doĝuyu gözden çıkarıp bari Batı bize kalsın mi diyor?
Kürdler batıyı imar etti haydi şimdi Kurdistana dönün mu denmek isteniyor?
AKP (Arap Kürd Partisi) kıskaçta!.. Kürd kadını kısırlaştırılmak isteniyor!
Son günlerde Cumhuriyet Gazetesine peşpeşe yapılan bombalı saldırıların
ardından Ordu'da MHP, BBP ve Ülkü Ocakları'na da bombalı saldırılar
düzenlendi. Türkiyenin neresinde olursa olsun bir saldırı düzenlendiĝi
zaman sorumluluĝu kürdlere yükleniyor, bu hepimizin malumu. Ama bu sefer
farklı oldu. Cumhuriyet Gazetesi yöneticileri, saldırıyı gerçekleştiren 2
kişinin görüntülerini güvenlik kamerasınca tespit ederek kamera kayıtlarını
polise verdi, ancak saldırganlar yakalanmadı. Bir hafta içerisinde
gerçekleştirilen 3 saldırının, faillerinin görülmesine rağmen yakalanamaması
akıllarda soru işaretleri bıraktı. Aynı zamanda Ülkü Ocaklarına saldırı
düzenleyenler de yakalanmadı. İnsan düşünüyor acaba bu eylemlerin hepsi bir
elden mi idare ediliyor? Bu eylemleri de PKKya mal etmek mümkün görünmüyor.
Buna raĝmen ülkücüler polis nezaretinde Kürd işyerlerine saldırıyor kimse
müdahale etmiyor. Kürdlerin zarar-ziyanı telafi edilmiyor, konu Türk
Medyasında haber bile edilmiyor!...
Zarar eden, saldırıya uĝrayan sözde vatandaş ta olsa sonuçta kürd olduktan
sonra sıradan makul bir olay olarak görülüyor!
Kurdistanı
Kürdsüzleştirmek amaçlı Ecevitin 74lı yıllarda Köy-Kent Projesi ile
başlattıĝı, Kenan Evrenin yatılı okullarla devam ettirdiĝi ve başarıya
ulaşamayan ama PKKnın Kurdistanda yürüttüĝ savaşla Kurdistanı
Kürdsüzleştirme projesi sistemin istediĝi noktaya geldi. On yıllarca
yürütülen savaşta 6-7 milyon Kürd yerinden yurdundan oldu. Evleri yakıldı,
yıkıldı, elindekilerle batıyı imar etti kürd. Ama hızla çoĝalan kürd nüfus
artışı bizzat proje sahiplerini de ürküttü. Kürdleri batıya sürerek asimile
edileceĝini sanan proje sahipleri umduĝunu bulamadı, metropoller Kürd Kenti
haline geldiler. Şimdi ise tersi yapılmak isteniyor. Kürdler yine doĝuya
gitmeli! Bunun için zaman zaman kürdlere saldırı düzenleniyor! Belki de
batıdaki kürdler korkutulmak isteniyor! Ya da batıda Kürd-Türk savaşı
çıkartılmak isteniyor, böylece kürdler batıdan sürülmek isteniyor. Eskiden
bazı çevrelerce Kürd-Türk kardeştir, PKK kalleştir diyenler, şimdi bütün
kürdleri hedef tahtasına oturtuyor! Bu proje kime kar kime zarar getirir
şimdiden kestirmek zor ama, dünyanın gidişatı gözönüne alınırsa Kürdlerin
fazla kaybedeceĝi bir şeyi olmaz. Olası bir Kürd-Türk savaşında sonuç ne
olursa olsun Kürdler bugünkü konumundan daha iyi bir konuma geleceklerdir.
Nüfus artışı durdurulsun!
Dünyayı türkleştirme hayalinde olan bazı faşist türkler son zamanlarda iki
kampanya başlattı. Biri Türk kadını çocuk yapsın, zira türk nüfusu
Türkiyede hızla düşüyor İkincisi ise Kürd kadını kısırlaştırılsın, yoksa
bu gidişle 30-40 yıl sonra Türkiyenin adı Kurdistan olur. Aslında bu proje
yıllar önce başlatılmıştı. Kuzey Kurdistanda grip aşısı, kızamık aşısı adı
altında kısırlık iĝneleri yapılıyor dendi 7-8 sene evvel. Onun için bugün
Kürd kadını emin olmadıĝı zamanlarda devlet hastahanelerinde grip aşısı bile
yapmak istemiyor!..
Kürd-Türk savaşı
olabilir mi?
Allah korusun böyle bir şeyi temenni etmek bile cinayettir ama bunu
istiyenler çoktur. Özellikle yeni yeni dernekler kuran ve sözde herkesi
türkleştireceklerini hayal eden türk dernekleri, örneĝin İzmirde kurulan Türkçü
Toplumcu Budun Derneĝi. Bu derneĝin amaçlarından birisi de Kürd nüfusunun
önünü kesmek! Dernek mensuplarının deĝil kürd nüfusuna bir kürd resmine bile
tahammülü yok. Dernek kapısında astıkları afişler görenleri hayrete
düşürüyor. Kürd Nüfus artışı durdurulsun Diyarbakırda Dehap varsa İzmirde
de Buduncular var. En meşhur sloganları da şudur Türk kadını ve erkeĝi
uyuma sen azalıyorsun, kürd çoĝalıyor, türklük için bir çocuk daha yap.
Bu ve benzeri dernek mensuplarının düşmanı sadece Kürdler deĝil, aynı
zamanda kürd olmasa da müslümanlardır. Bu yüzden AKPye Arap Kürd Partisi
adını takmış ve Kemalizme sahip çıkmadıkları için onları şerefsizlikle
suçluyorlar (AKP düşmalıĝı aşırı türkçülerle PKKnın ortak düşüncesi olması
benim düşüncemi zorluyor!)
Son zamanlarda kürd öĝrencilere, kürd işyerlerine yapılan saldırılar derin
devletin gözetiminde bir kürd-türk savaşı hazırlıĝıdır diye yorumlayanlar
var. Kendi binalarına saldırıp provekasyon yapmak istiyenler bunu kürdlere
maledip saldırı planlıyorlar. Çünkü kürdler bugüne dek halklar arası bir
savaşı istemediler. Hele PKK hiç istemedi. 20 yıl süren savaşta Kurdistanda
bir türkün ya da bir laz veya çeçen-çerkezin burnu kanamadı. Köylerine
hiçbir saldırı yapılmadı. Binlerce kürd, korucu-işbirlikçi adı altında
öldürülürken, Kurdistandaki kürd olmayan korucular paşa gibi yaşıyorlar.
PKKnın amacı Türkiyeyi demokratikleştirme ve halkları kardeş yapmak
olduĝuna göre bunu onlardan beklemek mantıksızlıktır, ancak Kürdler artık
eskisi gibi PKKyı dinlemiyorlar. Batıda olası bir kürd-türk çatışması
halinde çatışmalar doĝuda da başlar, işte o zaman et tırnak birbirinden
ayrılır, kardeşlik biter, her iki taraftan büyük bir zayiat olduktan sonra
araya Birleşmiş Milletler girer ve sadede Kürdler deĝil, şu anki sınırlar
dahilinde yaşayan her ırk kendine bir devlet kurar, kiminin hayali biter
kiminki de gerçekleşir. Bir kıvılcım, bir ufak çatışma bunun için yeterlidir
diye hayal edenler de az deĝildir.
Kendi hayali fikirlerini gerçekleştirmek için halkları birbirine düşman
yapmak istiyen zavallılar bilmelidirlerki sayıları onmilyonları aşan
halkları yoketmeye kimsenin gücü yetmez!.. Dimyada pirince giderken evdeki
bulgurdan olmak ta var! Eĝer bir ülkede yaşayan deĝişik ırklar varsa ve o
ülkede bir ırkın nüfusu artıyor ve çoĝunluĝa ulaşıyorsa elbetteki birgün o
ülkenin idaresinin tamamı o ırkın eline geçer, kampanyalarla, öldürmelerle,
provakasyonlarla bu iş hal olsaydı bugün böyle bir korkuyu yaşamazdı zavallı
hayalciler!
13.05.2006
M.Nureddin Yekta |