Türkiye
Avrupa Birliĝine girsin mi?
Türkiye’nin Avrupa Birliĝine girmesi Kurdistan’ın bir kez daha dünya
süpergüçleri tarafından resmen ikiye bölünmesi demektir. İlk kez 1639
yılında Osmanlı ve İran İmparatorlukları tarafından Kasrişirin antlaşmasıyla
ikiye bölünen Kurdistan 1924 te ise Kuzeyde kalan parça (Osmanlının elinde
olan) türkler, fransızlar ve ingilizler tarafından paylaşılarak resmen üçe
bölündü. Bir kısmı türk devletine sunulurken diĝer iki parça da Fransız ve
İngilizlere ikram edildi. İngilizlerin Irak’tan, Fransızların da Suriye’den
çekilmesiyle bu iki parçada kürdler kaderlerine terkedildi. Suriye devleti
kürd imha ve asimile politikasında fransızları arartmadı deĝil. Kürdler
yerlerinden, yurtlarından sürüldü, kimliklerine el konuldu, vatandaşlıktan
çıkarıldı, muhacir sayıldı. Bu da yetmedi zaman zaman katliamlara tabi
tutuldu.
Güney’de (Irak) ise yarım asırdır Büyük Lider Kahraman Kürd Generali Mela
Mustafa Barzani tarafından başlatılan serhildanlarla bugün bir statüya
kavuşmuş durumda. Ancak her ne kadar işgalcı kuvvetler ve yardımcıları
Kurdistanı dört parçaya bölmüşlerse de kürdler hiçbir zaman bu sınırlari
meşru saymamış ve kabul etmemişlerdir. Kürdler kendi vatanlarını her zaman
tek parça olarak görmüş ve görmeye devam edeceklerdir. Her kürdün gönlünde
yatan tek bir şey vardır o da „mevcut sahte (suni) sınırların kaldırılıp
bütün kürd aleminin tek bir bayrak altında birleşmesidir.“
Ancak kendini satmış bazı beyinsiz (sözde) kürdlerin sanki türk devleti
deĝil de Kürdistan Avrupa Birliĝine giriyormuş gibi Türk devletinin tek
başına Avrupa Birliĝine girmesi için yeşil ışık yakmakla yetinmeyip, bütün
güçleriyle destek vermeleri anlaşılır gibi deĝil!.. Bunlar sureti haktan
görünerek sözde büyük bir nüfusa sahip kürdlerin Avrupa Birliĝine girmesiyle
bütün haklarını elde edeceklerini yaymaya çalışıyor ve etrafındakilerini
kandırmaya devam ediyorlar. Aslında bunu yapanlar çok iyi biliyorlarki
Türkiye’nin bu şekilde tek başına Avrupa Birliĝine girmesi Kuzey
Kurdistan’ın tamamen inkarı olduĝunu ama yıllardır kandırdıkları kürdlerin
gözünü boyamak ve oyalamak için bu taktiklere baş vuruyorlar.
Soruyoruz?
Kürdler bir taraf olarak mı Avrupa Birliĝine giriyorlar?
Bir
devlet olaraka mı?
Federal bir devlet olarak mı?
Kürdler ne şekilde ve hangi sıfatla Avrupa Birliĝine giriyorlar?
Bütün bu soruların cevabı çok açık “Kürdler T.C. vatandaşı olarak
yani türk kimliĝiyle Avrupa birliĝine girerler eĝer T.C.nin üyeliĝi kabul
edilse. Peki o zaman kürdlerin ve Kurdistan’ın statüsü ne olur?
Cevabı çok
basittir. “Kuzey Kurdistan türk devletinin bir bölgesi olarak Avrupa
Birliĝinin bir parça topraĝı haline gelirki bundan sonra orada deĝil
federal bir Kurdistan kurmak, Kurdistan coğrafyasından bahsetmek bile
mümkün olmayacaktır. Bu demektirki Kurdistan’ın yarısı Avrupan’ın
egemenliĝinde olacak diĝer yarısı da şu an planlandıĝı gibi giderse ileri
bir zamanda ABD’nin egemenliĝine geçecek, yani ikinci bir Kasrişirin gibi
bir antlaşmayla bu seferde AB ve ABD tarafından iki kısma ayrılmış olur!..
Şimdi birileri çıkıpta « siz ABD dostluĝuna karşı mı çıkıyorsunuz »
diyebilirler. Biz dostluĝa karşı deĝiliz ama biz şiddetle sömürgeciliĝe
karşıyız, eĝer ABD ve AB kürd halkı konusunda ciddi iseler önce kendileri
tarafından çizilen bu suni sınırları kaldırsınlar, kürdlere kendi
kaderlerini tayin hakkını versinler ve Kürdler kendi öz iradeleriyle karar
versinler Avrupa Birliĝi mi, ABD dostluĝu mu?
Ya da üçüncü bir yol
mu? Buna kürdler zorlanmamalı bıraksınlar kürdler buna karar versinler,
aramıza yeniden bir sınır çizerek kürdlere dostluk olmaz !…
Bunun için Türkiye’nin bu şekilde Avrupa Birliĝine girmesine karşı çıkalım.
Belki Kürdlerin bir kısmının Avrupa Birliĝine girmesi ekonomik yönden bir
kısım kürdleri rahatlatsa da ya diĝer kısımlar ne olacak? Amacımız
birilerinin boyunduruĝu altında ekonomikmen rahatlamak mı yoksa dünyadaki
halklar gibi kendi kaderimizi tayin etmekmiydi?
Biz kuzey kürdleri olarak; ancak kürdlerin Federal bir statüya sahip
olduktan sonra Türkiye'nin Avrupa Birliğine girmesine sıcak bakabiliriz.
Diğer üç parçanın behemehal baĝımsız bir Kurdistan
kurmalarını arzu ediyoruz.
02.10.2004
M.Nureddin Yekta
|