Türkiye Kürdleri kaybediyor!
Bir
milletin millet olabilmesi için, feodalizmden, aşiretcilikten, siyasi
particilikten mezhepcilikten, ideolojik düşüncelerden daha ziyade ortak
deĝerlerini öne alması şarttır. Bu da biz kürdler için ortak tarih,
ortak ortak dil, ortak kültür, ortak coĝrafyadan geçer. Din, mezhep,
ideoloji veya siyasi düşünce, bir milletin ortak deĝeri olmaz, zira bir
ırka mensup bir milletin deĝişik dinlere, mezheplere, siyasi düşüncelere
sahip olması mümkündür.
Kürd halkı bu düşünceye bir kaç kez yaklaşmışsa da bazı siyasi
yetersizlikten, ideolojik düşüncelerin öne çıkmasından dolayı
kaybetmiştir.
Lozan antlaşmasıyla Osmanlıya baĝlı parçanın bir daha Türkler,
Fransızlar (Suriye) ve İngilizler (Irak) tarafından üçe bölünmesi ve
Kürd isyanlarının hunharca bastırılması, kürdlerin dünyadan adeta
silinmesine ve unutulmasına vesile olmuştur.
Şeyh Said serhildanında din olgusunun öne çıkarılması ya da dünyaya o
şekilde lanse edilmesi, kürdleri dünya desteĝinden mahrum bırakmıştır.
Çünkü Osmanlıyı 23 devlete (bir türk 22 arap) bölen güçler o topraklarda
bir daha islami bir yapı görmek istemiyorlardı.
Bu münasebetle türk
devletinin serhıldanı bastırmasına, isyana katılan kürtleri
öldürmesine, esir
düşen Şeyh Said ve arkadaşlarının idam edilmelerine ses çıkarmadılar,
sessiz kaldılar hatta bununla da yetinmeyip sevindiler ve türk devletine
destek verdiler. Çünkü kurdurdukları yeni türk cumhuriyeti ve
idarecileri batı standartlarına daha uygundu.
Bundan sonra uzun bir zaman kürdler gaflet uykusuna yattı. 70li
yıllarda sosyalist akım, 77lerde başlayan islami akımlar da kürdlere
baĝımsızlık şansını vermiyordu. Sosyalistlere göre; dünya
koministleşecek kürdler özgürleşecekti, islamcılara göre de Ümmet
oluşacak kürdler hak sahibi olacaklardı. Her iki düşünce de hayal
ürünüydü, gerçekleşmesi mümkün deĝildi ve nitekim gerçekleşmedi
de.
Kanaatimce her iki akımı da mit idare ediyordu, amacı kürdlerin
ulusal bilincini ve bu manada birliĝini engellemekti ve başardı da.
Kürdler 90lı yıllarda bu şansa biraz daha yaklaştılar ama bu sefer
de kürd tarafının baĝımsızlıktan vazgeçmesi, ideolojinin öne
çıkarılması, kürd isteklerinin asgariye indirilmesi ve kürdler arası
savaş bu şansı da yoketmişti. Saddam ve ABDnin savaşında tarih kürdlere
bu şansı bir kez daha sundu. Bu sefer kürdler doĝru bir yol izliyerek
kazançlı çıktı ve Güneyde Federe bir yapı oluştu. Bu gün aynı şans
Rojava için gülüyor. Rojavada kürdler bir statu elde etmesin diye en
başta Türkiye ve bazı arap ülkeleri Esad muhaliflerine olabildiĝince
destek verdiler. Sözde Özgür Suriye Ordusu komutanı Kürd bölgesini kürd
güçlerinden temizliyeceklerini, Ihvan temsilcisi ise olası yeni Suriye
ve Irakta Saddam ve Esadın verdiĝi haklardan fazla bir hakkı
vermiyeceklerini söylüyordu.
Suriyede Esadın kısmen kontrolu kaybetmesinden kürdler yeteri kadar
faydalanamadılar. PYD, dünyanın düşman bildiĝi Esadtan baĝını koparmadı
ve onunla birlik oldu. Diĝer kürdler de muhalifler arasında yer aldı,
kürd gücü yine birlik oluşturamadı. PYDnin diĝer kürdleri safdışı
etmesi ve hakimiyetini ilan etmesi en başta Türkiye olmak üzere birçok
gücün gazabını üzerine çekti.
Esad muhalifleri yeterli gelmeyince, en başta Türkiye olmak üzere
Baĝımsız Kurdistana karşı olan bütün komşularımız - İran ve arap
ülkeleri - (dolaylı ya da direkt) ( IŞID (DAIŞ) belasına destek verip
kürdlerin üzerine saldırdılar.
IŞID:
IŞIDın kimler tarafından kurulduĝu benim için önemli deĝil. İster
Amerika-İsrail kursun onunla Ortadoĝuyu dizayn etsinler veya bununla
dünyadaki radikal müslümanları temizlesinler diye. (bazı radikal
müslümanların fikri) İster Saddam taraftarı subayları kursun onunla
Şiadan intikam alsın veya sunni bir devlet kursun. İster has müslümanlar
kursun gerçek bir islam devleti kursunlar diye (bana göre IŞID zerre
kadar islami deĝil) İsterse Kürdleri yoketmek için komşularımız
tarafından kurulmuş olsun. Hulasa kim kurmuşsa kursun Kürdlere çok zarar
vermesine raĝmen Kurdistanın kurulması için ilk adımın atılmasına sebep
olmuştur.
IŞID olmasaydı
komşularımızın gerçek yüzünü bu kadar açık
öĝrenemezdik.
Ve Türkiye'de her ne kadar barış süreci diye ne olduĝu bellisiz bir
sürec başlamasına raĝmen içten içe kürde ne kadar düşman olduĝunu
Kobanide ortaya koymuştur. IŞID olmasaydı Kürdler arası bu kadar
diyaloĝ olmazdı, bu birlik saĝlanamazdı.
IŞID olmasaydı Güneyde ihtilaflı yerler bu kadar rahat kürdlerin
egemenliĝine geçmezdi.
IŞID olmasaydı müslüman kürdler; kürd olmayan diĝer müslüman komşu
halkların gerçek niyetini öĝrenemezdi.
IŞID sayesinde şunu öĝrendikki Kürd imha operasyonunda komşularımızın
müslümanı sosyalisti, imanlısı müşriki, sunnisi alevisi, saĝcısı
solcusu, türkü farsı arabı, Hanefisi, Selefisi, Vahhabisi, rafizisi v.s.
birlik oluşturuyorlar!...
Türkiye kürdleri kaybetmiştir:
Güney oluşumundan önce deĝil Afrikada uzayda bile bir kürd oluşumu
olsa ona müdahale ederiz diyen Türk devleti, Güneyde bir federe yapı
oluşunca ona büyük bir düşmanlık gösterdi, kırmızı çizgiler koydu,
Kerküke Musula girerseniz işgal ederiz yakarız yıkarız gibi tehditler
savurdu, ama tutmadı. Türkiye anladıkı Dünya Türkiyeden daha büyüktür
ve en başta ABD olmak üzere dünya Ortadoĝuda kürdü ve kürd gücünü
keşfetmiştir, öyle eksiden olduĝu gibi onbinlerce kürdü öldürüp kürdü
sindirmek kolay olmayacak. O zaman da birçok kürd aydın yazar takımı
yapmayın etmeyin yanlış yapıyorsunuz deyip T.C.yi uyardıksada onlar
bildikleri kafadan gittiler. Geçen zaman zarfında yanlışlarını anladılar
ve Güney ile işbirliĝine gittiler. Sayın
Erdoĝan Sayın Barzaniyi Amede Davet edip dünyanın gözü önünde ona
Kek
Mesud (Mesud Abi) diye hitap etti!...
Şimdi aynı düşmanlıĝı Rojavaya gösteriyorlar. Kobani düştü düşecek
zaten diyen Erdoĝan sanki oĝlunun düĝününe gidiyormuş kadar sevinçliydi.
Ama düşmedi düşmiyecekte.
Kobani bizim Çanakkalemizdir. Kobani geçilmez!.. Bu sözü de ben
söyliyeyim, torunlarımıza tarih olsun!..
Türk devletinin bu düşmanca tutumunu gören ve hisseden her kürd,
özellikle de AKPye oy verenler bir kez daha düşündüler ve gördülerki
türk devlet sisteminin kürdlere dostluĝu ve kardeşliĝi yoktur.
Türk devletininin bu tutumu kürdler arası birliĝi pekiştirmiştir,
(Peşmergeye olan tezahürat bunun en bariz delilidir!..) Türk devletinden
soĝutmuştur. Kürd birliĝine daha sıkı bir şekilde sarılmıştır kürdler.
Türk devleti kürdleri kaybetmeye başlamıştır!
Şimdi soruyorlar kürdlerin peşmergeye gösterdiĝi tezahüratı neden
türk askerine göstermiyorlar?
Ben bunun sebebini biliyorum ama aynı soruyu ben sorayım: Kürdler bu
tezahürati niçin türk askerine göstersin?!.....
01.01.2014
M.Nureddin Yekta |