Türkiyelileşme
açılımı!
Deĝerli Dostlar!
Bu güne dek çok
defa yazdık, anlattık ama bir kere daha hatırlatmak gerekirse Türk
Devletinin Kürd Halkına vereceĝi birşey yoktur. Daha fol yok yumrta yok
dedikleri gibi mevcut hükumetin elinde herhangi bir proje olmadan, sadece
Kürd sorununu çözeceĝiz, Kürd açılımı gibi sözlerle bazı Kürdler düĝün
bayram yapmaya başladılar bile.
Şöyle bir geriye
dönüp baktıĝımız zaman Lozandan bugüne dek Devlet, önüne koyduĝu Kürdü
asimile etme, yoketme projesinden bir adım geri atmış mıdır?
Kuruluşta Kürd
yok, Kürdçe yok, Kürd milleti yok, kürd tarihi yok, Kürd ismi kürdçe isim
yok, yok yok
Bir avuç Ruma Ermeniye verilen azınlık haklar bile kürdlere
verilmedi
Çünkü Kürdler
azınlık deĝildi, asli unsurdu ama türk olarak!..
Dün Kürdler bu
devletin asli unsuruydu, ama tek millet, tek devlet vardi, bu gün de aynısı?
Dün Uniter devlet
yapısı muhafaza ediliyordu, bugün de aynen muhafaza edilecek. Üstelik Kürd
tarafı (Kuzey Kürdlerinin Kurumlarını kasdediyorum) da buna razı. Kimsenin
Üniter Devlet yapısına itirazı yok, herşey Uniter devlet yapısı içerisinde
halledilecekmiş!
Devletin adı
Türkiye, yani Türklere ait bir devlet, bir ırka mensup isim
Resmi dili Türkçe
(ki 1980 anayasasından sonra resmi kelimesi de kaldırıldı ve bugün hala öyle
duruyor Türkiyenin dili türkçedir)
Kürdler buna da
itiraz etmiyorlar!
Eeee ne kaldı?
Devlet 85 yıllık
projesini Kürdlere verecek olan bazı haklarla yürürlüĝe koyuyor.
85 yıl önce
yasakladılar, o zaman devletin bütünlüĝü için gerekiyordu, ama şimdi bazı
hakları verecekler, bazı yasakları kaldıracaklar diye devletin bütünlüĝü
tehlikeye mi girecek? Hayır tam aksine bugün artık devletin parçalanma
tehlikesi kalmadıĝı için Kürdlere sadaka babından bazı hakların verilmesinde
bir sakınca görülmüyor?
Hatta
diyebilirizki 85 yıldır Kürdler tarafından tanınmayan Lozanı belki bu
şekilde kürdlere kabul ettirecekler. Hatta Lozana imza atmayan Devletler
bile Lozanı tanıyabilirler, Lozan maĝduru Kürdler kabul ettikten sonra!
25 yıllık
çatışmada Devlet pes etti, barışa mecbur kaldı gibi sözlerle ne kimse
kendisini kandırsın, ne de halkımızı! Devlet bu 25 yıllık savaşta galip
olmuştur.
Sadece
askeri galibiyette deĝil! Daha birçok alanda ilerleme saĝlamıştır. Ekonomi
zayıflamamış aksine güçlenmiştir, Türk Parası savaştan önceki dönemden daha
çok kıymetlenmiştir.
Asker
daha çok eĝitilmiş, savaş kurallarını daha iyi öĝrenmiştir.
Ordu
silah ve techizat açısından kendisini yenilemiştir.
Ecevitin
1970 yıllardaki Köykent projesi, devleti fazla zarara sokmadan uygulanmıştır.
Hatırlayanlarımız vardır. Ecevit 1974 yılında çıkarttıĝı Köykent projesi ile
kırsal alandaki Kürd köylerini boşaltıp küçük kentler inşa edilecekti, ama
maalesef devletin bütçesi buna yetmezdi. Bu proje bütçeye yük olmadan
başarıyla yerine getirilmiştir, 5 bin köyün boşaltılması bunun en bariz
delilidir.
Son 30
yılda kürdlerin hemen hemen tamamı türkçeyi öĝrenmiştir. Bunun sebebi sadece
devletin Kurdistanda yaptırdıĝı okullar deĝildir. Kürd siyasi hareketleri
de eĝitimini, öĝretimini, iletişimini türkçe olarak yapımştır. Öyleki
Avrupada bile yaşlı Kürd hanımları bulundukları devletin dilini öĝrenmekken
ziyade, türkçeyi öĝrenmişlerdir.
Bugün
devlet okullarda kürdçe dili okutulacak derse, ders verecek öĝretmen bulmak
mümkün deĝildir. Kürdler siyasete verdiĝi önem kadar kültürlerine de önem
verselerdi bu kadar asimile olmazdık.
Devetin
Kürdlere vereceĝi haklar; yıllar önce imzaladıĝı Kopenhag Kriterlerinden
fazla bir şey deĝil, kimse fazla ümitlenmesin!..
Zaten
Kürd tarafı da bundan daha fazla bir şey istemiyor!
Bu
savaşta devletin kaybettiĝi ne oldu?
Bence hiçbir şey!..
3-4
bin asker ölmüş, önemli mi? Bir devletin bekası için gerekirse 3-4 milyon
insan bile ölür. Gariban halkın çocukları ölmüş de ne olmuş!.. Vatan saĝ
olsun!
Zaten Sayın Başbakan da dememişmiydi askerlik yan gelip
yatma yeri deĝildir diye!..
Siz hiç bir
bakanın ya da bir generalin akrabasının öldüĝünü duydunuz mu?
Kürdler ne kaybetti ne kazandı? Bir göz atalım mı?
5 bin
civarında köy yakıldı yıkıldı.
6-7
milyon insan yerinden yurdundan oldu, ama işin ilginç yanı yerinden olan
kürdler; kürd coĝrafyası yerine batı illerini seçtiler, yanı asimile olmaya
mahkum!
Yüzbinlerce insan öldü, hapis yattı, yurtdışına kaçtı, damgalandı, işinden
oldu, okulunu bıraktı v.s.
Nemi kazandı?
Düne kadar Kürt
yok kart-kurt var deniyordu, bugün Kürd varlıĝı kabul ediliyor.
Kürd var deniyor ama
her hakka sahip deĝil diyorlar.
Yani
1921li yıllarda olduĝu gibi!.
Verilen
bunca bedele deĝdi mi? Acaba sadece siyasi mücadele verilseydi, yine bu
konuma gelmek mümkünmüydü?
Denirki
bu sorun (eskiden kürd sorunu açılımı tercih edildi ama yavş yavaş bu
isimlendirme de kaldırılmak isteniyor, şimdi demokratik açılım diyorlar)
birdenbire çözülmez, zaman gerek, yavaş yavaş! Yani ne?
Yani
kürdlerin hepsi kürdçeyi unuttuktan sonra Kürdçe eĝitim olabilir, o zaman da
derlerki kimse kürdçe bilmiyor ne geregi var öĝretmenin!
Kısacası
yine bir oyun, hani derler ya Osmanlıda oyun çok!..
Eĝer bu
bir kardeşlik ve barış açılımıysa kardeşler eşit haklardan
yararlanacaklar mı?
Yani
Türkiye Devletinin adı sadece Türkleri deĝil, bütün halkları çaĝrıştıracak
bi isimle deĝiştirilecek mi?
Bayraĝına Kürd renkleri konacak mı? Kürdçe ikinci resmi dil olacak mı?
Paranın
bir yüzüne türkçe diĝer yüzüne kürdçe yazılacak mı?
Anatoliya iki federe devlet halinde idare edilecek mi? Bu iki federe devlet
ortak bir merkezi hükumet kuracak mı?
Bunların
hiçbiri olmaz!...
Olsa
olsa yüksek okullarda kürdçe dili seçmeli (almanca, fransızca gibi) olacak.
Kürdçe isimler
serbest olacak. Tv, v.s. şeyler serbest olacak
Hepsi bu!..
Yani Kürdler cüzi
bazı haklarını elde edecekler ve devletin egemenliĝini bu şekilde kabul
edecekler.
Ne demişler: Allah fakir bir kulunu sevindirmek istediĝi zaman önce eşeĝini
kaybettirirmiş, günlerce aradan sonra da buldururmuş. İşte Kürdlerin sevinci
de bu kadar.
Bildiĝimiz yol
haritası onlarca yıldır devletin masasındadır.
Kısacası Kürdün
varlıĝı hak, ama hakları yok
Projeleri, yol haritaları sadece Kürdleri Türkiyelileştirmektir. Kürd
Devleti, Kurdistan yine hayallere kaldı!
Az kaldı kısa
zamanda herşey ortaya çıkar.
Sayĝılarımla
19.08.2009
M.Nureddin Yekta |