İkimizden biri bugün gider

O gün Açık Öğretim Sosyal Bilimler imtihanındaydık. Sanırım 300 kişi vardık. Kendi kendime  „bugün hepsinden önce kağıtları ben doldurup vereceğim“ diyordum. Son sayfayı işaretliyordumki biri çıktı. Sayfanın ortasına geldim biri daha, sayfayı bitirdim biri daha kalktı ve ben 4. olarak kağıtları telim ettim çıktım. Dışarda az ilerde sonuncu beni bekliyordu.

Geçmiş olsun abi nasıl geçti?
– İyi geçti ama matematikte şüphelendiklerim var dedim.
– Vallahi ben hepsini kafadan attım, artık ne tutarsa dedi.
Tam yanına vardim elini uzattı, ben siyasi Şubeden antepli komser Nedim Özdemir, tanışalım abi dedi.
– Tanışalım mı illa dedim.
– Evet abi, dedi
– Ben Nureddin Yekta dedim
– Vay sen Muhammed Nureddin Yekta mısın? Yahu sen Rize‘ye gitmemişmiydin, nerden çıktın?
– Senin çıktığın yerden!
– Yok yani orda olman lazım değilmiydi?
– Evet Rize‘ye sayenizde tayinim çıktı ama izin alip geldim.
Saatına baktı yahu nerde kaldı bu otobüs!
Dedim Nedim bey bugün ikimizden birinin hayatı kayar.
Neden dedi.
Dedim burası şehir dışı, bir otobüs durağında ikimiz. Sizden bir ekip burdan geçer seni yanımda görürlerse sen terörist
olursun. Bizden bir ekip geçer senin yanında beni görseler ben ajan olmuş olurum. İşte ikimizden biri mahfoldu bugün.
– Allah kahretsin dedi ve benden on metre uzaklaştı. Bir duraktan uzaklaşıyor bir geri dönüyor derken otobüs geldi, onu da beni de geçti. O koştu koştu gitti önden bindi, ben otobüse arkadan bindim ve ileri gittim en ön koltukta oturuyordu yani boştu, gittim yanında oturdum.
Dedi yer yokmuydu niye yanıma oturdun?
Dedim komser bey boş koltuk burası oturmamda ne sakınca var.
Yanimda oturmaktan o kadar korktuki anlatamam.
Şehre girdik o indi. İnerken dedim „komser bey siz yalanlarınızla bir canavar yaratıyorsunuz, sonra yarattığınız o canavardan kendiniz korkuyorsunuz Allah sizi islah etsin.“
Ters ters baktı, bir şey demeden indi gitti.
Gerçekten de böyle.
20 Şubat 5 Mart 1993’te göz altındaydım. Savcıya çıkarıldık, savcı bey takipsizik kararı verdi evime döndüm.
Akşam televizyonu açtık haberleri izliyoruz. Bir baktım ben! Önümde bir masa, 2 kalaşinkof, 4 tabanca 7 el bombası, 3 bin mermi ve 50 bin dolar. Ben kendimden, ailem benden korktuk 😉
Ertesi gün aynı fotolar gazetelerde çıktı. Altına da yazmislar „eylem hazırlığındayken yakalandılar
O dönem fetocu polisler egemendi, benimle de araları yoktu. Oğlum İmam-Hatipte okuyordu, ordan alıp düz liseye vermiş yurtlarına almışlardı. Ben o zaman Mersin Kızılbağda imamdım. Oğlanı yurtlarından aldım, aramız bozulmuştu ve kasıtlı olarak bunu yapıyorlardı ve bunu da vatana millete hizmet sanıyorlardı.
Bana 12,5 yıl siyasi ceza kestirdiler.
Rabbim büyüktür, ben 22 yıl 7 ay sonra memleketime döndüm, şimdi serbest gidip geliyorum ama onlar en başta reisleri feto olmak üzere hepsi terör listesindeler.
Evet dostlar hakkınızı Allah‘a havale edin O en iyi intikamcıdır.
Allah‘a emanet olun.
M.N.Yekta

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir