AK Partinin 4. Kongresinde Konuşam Parti başkanı ve Başbakan Sayın Erdoĝan’ın konuşmasını birçok insanın merak ettiĝi gibi merak etmedim. Zira ben Başbakanın deĝişik bir şey söylemiyeceĝini biliyordum ki yıllardır da söylüyorum yazıyorum. Başbakanın Diyarbakır‘daki konuşmasından sonra yazdıĝım yazıyı bir kez daha okuyuclarımın okumasını rica ediyorum.
13.08.2005’te „Türkiye Başbakan’ı güzel konuştu amma..“ başlıklı yazımda açıkça yazıyorum. Başbakanın Kürd sorununda net bir çözüm planı yok, sadece oyalama taktiklerini oynuyor.
Her zamanki gibi Kürd sorunu çözümünde iyimser olan bazı Kürd çevresi gibi iyimser deĝildim, o yüzden hayal kırıklıĝına da uĝramadım.
Deĝiştiĝini her fırsatta söyleyen Başbakan bu konuşmasında Türk İslam Sentezcisi olduĝunu, aslında Erbakan Hocadan ayrılmadıĝını, sadece taktik icabı ayrılmış gibi göründüĝünü çok güzel bir şekilde ifade etmiştir.
Ülkenin en büyük sorunu olan Kürd sorununa kaç dakika ayırdı?
3-5 dakikada sarfettiĝi 3-5 cümleyle zavallı kürdlerin, gözünü boyadı, hepsi bu!.
Günde onlarca ölen genc (pkk, asker)lerden hiç bahsetti mi? O cümlelerle de adeta kürdlerle alay ediyordu. O cümlelerle kürdleri bölmeyi hedefliyordu.
Kürdler için onlarca iyileştirme gerçekleştiklerini, bundan sonra da sözün kürdlerde olduĝunu, artık Kürdler meydana çıkmalı, PKK’ya artık yeter demeliymiş!Bundan böyle Kürd halkının AKP’nin saflarına geçmesini istiyordu.
Ha şunu unuttum Erdoĝancı kürd kardeşlerim kusuruma bakmasınlar. Şimdiye kadar Kürd Kökenli vatandaş diye Erdoĝan bu sefer Kürd kardeşlerim demişti!..
Aman ya Rabbim bu ne büyük bir lütüf!… Kürd kökenli deĝil de açıkça kürd diye hitap edilmek!…
Erdoĝan‘ın Kürd Politikası yok! Yok!.. Yooook!
Sadece kürdü daha çok asimile plan ve programı var.
Erdoĝan Kürd kelimesini bile içten aĝzına almıyor.
Kürd ve Kurdistan kelimelerine tahammülü yok
Eĝer yanlış isem o zaman söyleyin bana; bütün dünyanın Kurdistan Bölgesi olarak adlandırdıĝı, Irak Anayasasında Kurdistan olarak belirtildiĝi, Amerika ve Avrupa ülkelerinin yeni dünya coĝrafyasında Kurdistan olarak belirlenen bir bölgenin Başkanı Mesut Barzani’ye teşekkür ederken “Kuzey Irak Bölgesel Yönetim Başkanı” sıfatını kullanması, Kurdistan kelimesini telaffuz edememesi Kürd sorunu konusunda tavrını net bir şekilde ifade etmiştir.
Ama Sayın Barzan‘iyi kongreye davet etmekle, kürdlerin gözünü boyamaya çalışıyor, çevresindeki kürdlerin gönlünü hoş tutmaya çalışıyordu. Ama yanılıyor çünkü artık kürd eski kürd deĝil Sayın Başbakan, sadece kendinizi kandırıyorsunuz, geçen her gün Kürdlerin lehine ve sizin aleyhinize işliyor, zira oyalamanın sonu yoktur.
Aĝustos 2005’te çözeceĝim dediĝi kürd sorununu, bu kongrede kürdlere hitaben yaptıĝı bir çaĝrıda şöyle diyor: „bu sorunları teröristlerle kucaklaşmak suretiyle çözeceğini zannedenlerle beraber değil, sizinle kucaklaşmak suretiyle çözeceĝiz“ diyor
Bunu nasıl çözecekmiş kürd kardeşleriyle?
Onu da açıklıyor. Biz yeteri kadar reformlar yaptık, bundan sonra sıra sizde ey Kürdler, çıkın meydanlara, hatta gerekirse çocuklarınızı daĝa gönderin, PKK ile savaşın, bizim her hakkımız var, devletimiz bize her şeyi vermiştir, siz neden isyan ediyorsunuz, haksızsınız, gelin Türk Devletinin adaletine! sıĝının kurtulun“! deyin!
Sayın Başbakan çok haklı. Devlet kürdün her hakkını vermiştir, ama kürdler nankör işte görmüyorlar! anlamıyorlar!…
Ne mi yapmış devlet?
Faili mechulların faillerini bulup cezalandırmıştır, 17.500 maktulun ruhu rahat ediyor mezarlarında, aileleri huzur içinde.
Onbinlerce siyasi mahkum ve tutukluları serbest bırakmış, ayrıca ceza alanların cezasını da kaldırmış, gasbedilen hakları kendilerine iade edilmiştir.
Ceza aldıĝı için ya da arandıĝı için Avrupa ülkelerine kaçan, yine binlerce insanın cezasını kaldırmıştır, bulundukları devletlerin elçiliklerine giderek Türkiye pasaportunu alıyorlar!
Koruculuk sistemi kaldırılmış, devletin silahıyla yaptıkları suçlardan dolayı haklarında dava açılmıştır.
Kürdçe eĝitim başlamış bütün okullarda kürdçe eĝitim yapılmaktadır.
Öĝrenci andında türküm, doĝruyum yerine kürdüm doĝruyum okunmaktadır!
Şehir girişlerinde ve daĝlarımızda Ne mutlu türküm diyene yerine Ne mutlu kürdüm diyene yazılmıştır.
Savaştan dolayı yerinden yurdundan olanların zararı karşılanmış, herkes yerine, köyüne dönmüştür.
Sokaklarda kahvehane köşelerinde işsiz kalan yüzbinlerce kürd gencine iş bulunmuştur!
Kurdistan‘da deĝiştirilen kürdce isimler iade edilmiştir.
Kürdce isimler soyadlar serbest olmuştur.
Kürdçe ikinci resmi dil olmuştur.
Paranın bir tarafına türkçe diĝer tarafına da kürdçe yazılmaktadır.
Devletin bayraĝında deĝişiklik yapılarak kürd simgelerine de yer verilmiştir.
Bu da yetmezmiş gibi Türkiye‘nin adı bile deĝitirilmiş, Kürd Türk Cumhuriyeti olmuştur.
Daha devlet ne yapsın ey nankör Kürdler!….
Bütün bunları „Milli birlik ve kardeslik!“ projesi altında gerekleştirmiştir.
Evet Kürdler sıra sizde!
Haydin birbirinizle savaşa!…
Haydin AKP‘in saflarına!…
Aaaaa bunlar rüyaymış kusura bakmayın.
Ne diyeyim Rabbim Kürdlere birlik şuuru versin!
Saygılarımla
3.10.2012
M.Nureddin Yekta